| Burada başka konteynır olup olmadığını öğrenmeliyim. | Open Subtitles | أريد أن أعرف إن كان هناك أي حاويات آخرى هنا |
| Baştan sona çöp kutularını karıştıran ve çöpleri silip süpüren. | Open Subtitles | يبحث بين حاويات النفاية ويتخلص من القمامة. |
| O nedenle, konteyner gemileri üzerinde çalışan çoğu denizcinin limanda genellikle iki saatten az bir zamanı olur. | TED | معظم البحارة الذين يعملون الآن في سفن حاويات غالباً ما يكونون على الميناء لأقل من ساعتين في المرة الواحدة. |
| Freon tankları hâlâ orada mı bilmem gerek. | Open Subtitles | أريد أن أعرف إذا كان حاويات الفريون لا تزال موجودة. |
| Bu insanlar bilgi ile doldurabileceğimiz boş kap gibiler. | TED | هؤلاء الناس هم حاويات فارغة لنا لملأها بالمعرفة |
| Geminin içine birçok kutu gaz yerleştirdikten sonra, delegasyon kısmı kaçıp kurtulacak. | Open Subtitles | سيفترق البعض عن الوفد... ويدسّ حاويات صغيرة من الغاز في أنحاء المركبة |
| Taşıdığı konteynerler denize devrildi ve dalgalar 28.000 kauçuk ördekle birlikte diğer oyuncakları Kuzey Pasifik’e taşıdı. | TED | فغرفت حاويات الشحن في البحر، وجرفت الأمواج 28000 بطة مطاطية وغيرها من الألعاب إلى شمال المحيط الهادئ |
| Gümrüklerde tüm nakliye konteynerlerinin sadece yüzde ikisini teftiş edecek adam var. | Open Subtitles | لدى الجمارك القدرة على فحص إثنين بالمئة فحسب من حاويات الشحن. |
| Oradan bir adamla konuştuğuma göre üç konteynır içki varmış. | Open Subtitles | ,لقد تحدثت مع شخص ما هناك وقال ان هناك ثلاث حاويات من الكحول سوف تباع |
| 500 kilo tereyağı, 50 konteynır "lox". | Open Subtitles | 500 كيلو من الزبد، 50 من حاويات الوكس |
| Bunlar Karayipler'e gidecek son dört konteynır. | Open Subtitles | هذه آخر أربعة حاويات ذاهبة إلى الكاريبي |
| Tamam, peki eskiden antika ruj kutularını biriktirirdim. | Open Subtitles | حسناً في الماضي أجمع حاويات أحمر الشفاة عتيقة الطراز |
| Şu çöp kutularını yıkadın mı bakayım? | Open Subtitles | هل نظّفت حاويات القمامة التي بالخلف؟ |
| 3 konteyner getirdik. | Open Subtitles | لقد أحضرنا معنا ثلاث حاويات كل واحدةٌ تحمل |
| Diplomatik kargo paketleri bir mektup kadar küçük de olabilir bir konteyner kadar büyük de. | Open Subtitles | حسناً، الحقيبة الدبلوماسيّة يُمكن أن تكون صغيرة مثل المُغلف أو كبيرة مثل حاويات الشحن. |
| Şehrin her yerine, büyük dalma tankları koymaları gerek böylece menopoza giren kadınlar istedikleri zaman atlayabilir. | Open Subtitles | ,يجبُ أن يكونَ لديهم في كلِ المدينة ...حاويات كبيرة للغطس حيث النساء المنقطعة الدورة الشهريّة... |
| Sizin için yemek koymaya hiç kap kalmadı çocuklar. | Open Subtitles | لم يتبق حاويات لكم يا رفاق لتضعوا الطعام بها |
| Bilmiş olsaydım bir kutu yapardım. | Open Subtitles | اذاكان لي ان اضيف فقط معروف .حينذاك سوف اصنع حاويات. |
| Bu yüzden ilk yapmamız gereken toprak üstünde deneyler, özel konteynerler içinde, çevreden uzakta. | TED | ولذلك فأول شيء تفعله هو تجارب كاملة على الأرض، في حاويات خاصة بمنأى عن البيئة. |
| Burası toplam tonaj açısından dünyadaki ikinci en yoğun tesis, dünyanın nakliye konteynerlerinin beşte birine ve yıllık ham petrolün yarısına tekabül ediyor. | TED | تحتل هذه المنشأة المركز الثاني الأكثر ازدحامًا في العالم من حيث الحمولة الشاملة، بما يعادل خُمْس حاويات الشحن في العالم ونصف المؤن السنوية من الغاز الخام. |
| Leğen, kova ve Plastik kaplar iç ve dış politikanın bir gidişatı. | Open Subtitles | والدلاء و حاويات من البلاستيك ... مسار جديد في الداخلية والسياسة الخارجية. |
| Büyük bir kurabiye kavanozu koleksiyonun yok değil mi? | Open Subtitles | ليس عندك مجموعة هائلة من حاويات البسكويت، صحيح؟ |
| Çok az yer gerektiren kaplarda yetişebilirler. | TED | يمكنها أن تنمو في حاويات ما يعني أنها بحاجة إلى مساحة صغيرة. |
| Yeleğin içinde seramikten yapılma küçük toplar bulunuyor. | Open Subtitles | به حاويات من كرات السيراميك |
| konteynırlar bölgenin etrafına sınırı korumak için yerleştirildi. | Open Subtitles | حاويات الشحن تمّ وضعها حواليّ المحيط لتأمين الحدّ. |
| Bu parti endüstriyel nakliye konteynırının içi gibi veya Brooklyn'deki iğrenç bir kulübün içi gibi ilginç bir yerde olmalı. | Open Subtitles | هذه الحفلة يجب أن تكون في مكان ما مثير مثل في مصنع حاويات الشحن او في نادي قذر في بروكلي |
| Havaalaninin kenarindaki su kargo konteynerlerini görüyor musun? | Open Subtitles | أترين حاويات البضائع على حافة المهبط هناك؟ |