| Günün her saatinde kıçının dibinde olacağım ta ki Pazartesiye kadar çünkü o gün eve dönüyorum. | Open Subtitles | سأكون مزعجة كل ساعة من كل يوم حتى الاثنين لأنه سأذهب فيه إلى المنزل |
| Pazartesiye kadar beklemesi gerek. Tabi eğer, | Open Subtitles | عليها الإنتظار حتى الاثنين إلا إذا |
| Pazartesiye kadar bekleyemedim. | Open Subtitles | و لم أتمكن من الانتظار حتى الاثنين |
| Pazartesine kadar gelmezsin sanıyordum. | Open Subtitles | حسبت أنك لن تعود حتى الاثنين |
| Ne demek "Pazartesi'ye kadar oraya kimseyi gönderemem"? | Open Subtitles | ماذا تعني بأنّك لا تستطيع أن تأخذ أي شخص هناك حتى الاثنين |
| Hayır, Pazartesiye kadar bekleyemem. | Open Subtitles | لا , لا استطيع الانتظار حتى الاثنين |
| Pazartesiye kadar vakti var. Onu kovmaya hazırlanıyorum. | Open Subtitles | لديها حتى الاثنين ايقاعها لتطرد |
| Onun Pazartesiye kadar burada kalmasına izin vermem. | Open Subtitles | لن أتركها تمكث هنا حتى الاثنين. |
| Pazartesiye kadar uygun olmadığımızı düşünüyordum. | Open Subtitles | لن تناسبنا حتى الاثنين |
| Hayır, Pazartesiye kadar bekleyemem. | Open Subtitles | -لا أستطيع الانتظار حتى الاثنين |
| Pazartesiye kadar ambargolu. | Open Subtitles | حصريًا حتى الاثنين. |
| Pazartesiye kadar burada olacak. | Open Subtitles | سيبقى هنا حتى الاثنين |
| - Pazartesiye kadar izlemiyorlar. | Open Subtitles | ليس هنالك احد معك حتى الاثنين |
| Pazartesiye kadar bekleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى الاثنين ! |
| Pazartesiye kadar vaktimiz var. | Open Subtitles | -لدينا وقت حتى الاثنين |
| Pazartesine kadar gelmezsin sanıyordum. | Open Subtitles | حسبت أنك لن تعود حتى الاثنين |
| Çünkü bu dizi çıkınca anlıyordum ki Wings'in başlamasına sadece yarım saat kalmış. Sonra Pazartesi'ye kadar yataktan çıkmazsın. | Open Subtitles | أنها مجرد نصف ساعة حتى يبدأ مسلسل وينغز بعد ذلك تنام حتى الاثنين المقبل |