| Küçük bir bebekken, yeni bebek, anneye karşı güçlü bir cinsel istek duyulur. | TED | حينما كنت طفلا صغيرا، طفلا حديث السن، كان لديك انجذاب جنسي شديد لأمك. |
| Bu durumda iki farklı türde süt üretebilir. Bir tanesi yeni doğmuş için diğeriyse daha büyük yavrusu için. | TED | عند حدوث ذلك، تكون قادرة على أن تدر نوعين مختلفين من الحليب، نوع لصغيرها حديث الولادة، وآخر لصغيرها الأكبر. |
| CA: Tim, bu çok önemli konuşma için teşekkür ederim. | TED | كريس : تيم، أشكرك كثيراً من أجل حديث هام للغاية. |
| Zafere kadar götürebilecek, Genç, güçlü, modern dünyanın, modern lideri olan, | Open Subtitles | والذي سيقودكم للنصر, وهو شاب وهو قوي وقائد حديث لعالم حديث |
| Steven Pinker'ın şiddetin tarihi hakkındaki çok sentetik konuşması gibi. | TED | مثل، حديث من ستيفن بينكر في تاريخ العنف، اصطناعية جداً. |
| Tamam, güzel konuşmaydı. | Open Subtitles | حسنا، حديث جيد أريد أن أتأكد فحسب أنه إن فعلنا ذلك |
| Lütfen, millet, herkes dinlesin. Bu cinayetin diğer cinayetlerle bağlantılı olduğunu konuşmak yok. | Open Subtitles | رجاءاً، الجميع، رجاءاً إنصتوا، لـاـ حديث عن ربط هذه القضية بأيّ قضية أخري. |
| Biraz daha konuş. Yemekte hiç böyle güzel sohbet etmemiştik. | Open Subtitles | تحدث أكثر، لم نحصل على حديث طيب كهذا على العشاء |
| İlk hatırladığım şey, ormanda uyandığım... kim olduğu veya neler olduğu hakkında hiç bir fikri olmayan yeni doğmuş bir bebek gibi. | Open Subtitles | أول ذكرى لي كانت أني استيقظت في غابة مثل طفلٍ حديث الولادة ، لم يكن لدي فكرة من أكون أو مالذي يجري |
| Daha... daha yeni aldım borcu. Bir hayli zaman var. | Open Subtitles | إنه قرض حديث ، و هناك مُتسع من الوقت لردّهِ. |
| yeni doğmuş bir bebek o kadar hediyeyi nasıl taşısın? | Open Subtitles | كيف يمكن لطفلٍ حديث الولادة أن يحمل كلّ هذه الهدايا؟ |
| Sonra da onunla, yumrukların bol bol konuştuğu uzun bir konuşma yapacağız. | Open Subtitles | هو وأنا سيكون بيننا حديث طويل من النوع الذي يسير بالقبضات القوية |
| Geç saatte onunla bu şekilde bir konuşma hatırlamıyorum. O dönem olmadı. | Open Subtitles | لا أتذكر أية ليالي مؤخراً معه كان لنا حديث من القلب للقلب |
| Kırtasiye malzemelerine bağımlılığım var, ama bu başka bir konuşma konusu. | TED | لدي إدمان بسيط لأدوات المكتب ، لكن هذا حديث أخر . |
| Bu soruya cevap verebilecek modern bir alet olsaydı ne güzel olurdu. | Open Subtitles | إن كان هنالك فقط جهازٌ حديث بأمكانه أن يجيب لنا هذا السؤال |
| Burada çalıştırdığım şey eski programları modern bir bilgisayarda çalıştırmama izin veren bir sistem. | TED | ما اشغله هنا هو نظام يمكنني من تشغيل برامج قديمة على حاسوب حديث |
| Bazı yolcular onlara kulak misafiri oldu, nasıl olduysa bunu bir terörist konuşması olarak algıladılar, onları uçaktan attırdılar. | TED | بعض المسافرين سمعوا حديثهم و أساؤوا الفهم و اعتقدوا أنه حديث ارهابيين, و تم طردهم من الطائرة. |
| Söyledim ya. Müvekkilimle aramda geçen özel bir konuşmaydı. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بالفعل كان حديث خاص بيني و بين عميلي |
| Homurdanmak, öksürmek, hırıl hırıl konuşmak yok, kendini kendine konuşmak ve gaz çıkarmak da... | TED | لا أحدث أصوات مزعجة ولا صرير عند التنفس لا حديث مع الذات بصوت عالي، ولا إخراج روائح |
| Birkaç dakika önce, metronun görgü kurallarına uyan bir grup yolcuyduk sadece. Direkt olarak göz teması kurmak yok, konuşmak yok ve kesinlikle sohbet etmek yok. | TED | كنا مجرد حفنة من الركاب الذين لتوهم، أتبعوا آداب النفق، لا أتصال عين مباشر لا حديث وبالتأكيد لا محادثات. |
| İlk izlenimlerim; mürekkep taze, yani not son 48 saat içinde yazılmış. | Open Subtitles | حسنا ، أولى الإنطباعات أن الحبر حديث لقد كتبت الملاحظة خلال الـ48 ساعة الماضية |
| Jasper bizim son vejetaryenimiz. Onun için biraz zor bir durum. | Open Subtitles | عذراً , جاسبر حديث عهد كنباتي , الأمر أصعب قليلاً عليه |
| Sonra Korra ve sevgilisi Mako'yu tüm kasaba halkı konuşur oldu. | Open Subtitles | أما كورا و خليلها ماكو أصبحا محلّ حديث البلدة |
| Frankie, sen karışma, burada yetişkinler konuşuyor. | Open Subtitles | إبقي بعيدة عن هذا, فرانكي إنه حديث بالغين |
| Keyifli bir sohbetti dostum, keşke bunu daha sık yapsak. | Open Subtitles | حديث رائع علينا أن نقوم بذلك أكثر لقد كان حديثا رائعا |
| Ya da tüm o konuşmalarınıza yatak muhabbeti mi diyelim? | Open Subtitles | أو نعتبر تلك الدردشات ''حديث ما قبل النوم'' |
| Yani o arkadaşınızla muhabbet ettiğinizde, ABD hükûmeti bu bilgiyi kaydediyor olabilir. | TED | وما يعنيه ذلك هو أنكم متى أجريتم حديث مع هذا الصديق، فربما تجمع حكومة الولايات الأمريكية هذه المعلومات. |
| Hayır, belki de bir konuşma veya sohbeti bu şekilde başlatmak güzel değildir ve bu konu hakkında belki de sorularınız vardır. | TED | لا، ليست الطريقة الأكثر جاذبية لفتح حديث أو بدء حوار، وربما هناك بعض الأسئلة التي تدور في ذهنكم حيال ذلك. |