| Ben bile ne kadar keskin bir silah olduğunu fark edemedim. | Open Subtitles | وحتّى أنا لم أكن مدركا لمدى حدّة ذلك السلاح. |
| Ama psişik erişimi ne kadar keskin olursa olsun adanın etrafındaki büyük balık sürüsü daha keskindi. | Open Subtitles | وبرغم حِدة مداها التخاطري، كانت المياه الضحلة المحيطة للجزيرة أشد حدّة. |
| Peki evrimsel geçmişimizde bu manikürlü adaptasyona neden olan ne? Tırnaklar daha keskin kuzenlerinin yapamadığı neyi yapabilirler? | TED | إذنْ ما هي المرحلة التطوريّة السابقة التي قادت إلى هذا التكيّف المشذّب، وما الذي تستطيع أن تقوم به الأظافر ولا تستطيع المخالب الأكثر حدّة القيام به؟ |
| Evet, fakat hâlen daha aramızda sorun olduğunu düşünüyorum. Bilemiyorum. Konuştuğumuzda sanki bir gerginlik oluyor. | Open Subtitles | أجل ، لكن لازلت أشعر أن هناك خُطب ما بيننا لا أعرف، إنه مثل حدّة حين نتحدث |
| Heyecanı tırmandırıyor. | Open Subtitles | إنّه يزيد من حدّة الإثارة بوضعه الضحيّة |
| Burada işler kızıştı iyice. | Open Subtitles | الأمور تشتدّ حدّة هنا |
| Zihinsel zekâsını kullanıp, hipnoz ve telkin uygulayan kimse. | Open Subtitles | هو الشخص الذي يستخدم حدّة الرؤية العقلية , التنويم المغناطيسي و / أو الاقتراح |
| Kutudaki en keskin alet sen değilsin! | Open Subtitles | أعرف أنك لست أكثر الأدوات حدّة في الصندوق... |
| Beyin ameliyatı için ucunun biraz daha keskin olması gerekirdi. | Open Subtitles | كان سيكون أكثر حدّة لجراحةدماغيّة! |
| Hüsranın daha keskin uçları var. | Open Subtitles | الأحباط ذا حافة أكثر حدّة. |
| En keskin bıçağım. | Open Subtitles | هذا أكثر ملصق حدّة لديّ. |
| İnsanlar daha keskin tatlardan hoşlanırlar oysa. | Open Subtitles | -{\pos(190,230)}يميل الناس إلى الأشياء الأكثر حدّة |
| İnsanlar daha keskin tatlardan hoşlanırlar oysa. | Open Subtitles | -{\pos(190,230)}يميل الناس إلى الأشياء الأكثر حدّة |
| Ucu daha keskin olmalı. Tamamdır. | Open Subtitles | -نحتاج رأساً أكثر حدّة . |
| Ama daha keskin. | Open Subtitles | لكن أكثر حدّة. |
| Duruşmadan önceki gece gerginlik, daha da kötü hale gelmişti. | Open Subtitles | وفي الليلة التي تسبق المحاكمة ارتفعت حدّة التوتر بينهما |
| Ama sizin aranızdaki bu gerginlik yüzünden sorunlarını sizinle konuşamayacağını hissediyor. | Open Subtitles | لكن بسبب حدّة الأمور بينكما في هذه الفترة، يشعر أنه... لا يستطيع التحدّث عن مشاكله معكما |
| - Heyecanı tırmandırıyor. | Open Subtitles | -يزيد من حدّة الإثارة |
| Tüm bunlar hızla kızıştı. | Open Subtitles | زادت حدّة الوضع سريعًا جدًّا. |
| Zihinsel zekâsını kullanıp, hipnoz ve telkin uygulayan kimse. | Open Subtitles | هو الشخص الذي يستخدم حدّة الرؤية العقلية، التنويم المغناطيسي و/ أو الإقتراح |