| Ama çok dikkatli olmalısın. Bu çok hassas bir durum. | Open Subtitles | لكني يجب أن أمضي بشكل حذر هذا وضع حساس جداً |
| Elinizde çok hassas bir bilgisayar programı var, küçük değişiklikler -- ufacık, minicik mutasyonlar-- bir boy kare üreten bir şeyi alabilir ve onu olduğundan çok ama çok daha büyük bir hale getirebilir. | TED | انه برنامج حساس جداً بتغيرات بسيطة .. بتعديلات طفيفة يمكن ان ننتقل من حجم مربع الى حجم اكبر بكثير |
| Böyle bir skandala karışamam. Bu çok hassas bir konu... | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن يحدث لي فضيحة عامة أنه حساس جداً .. |
| Hye Mi, dışarıdan çok soğuk kalpli görünse de ...içeride çok alıngan biri. | Open Subtitles | بالرغم من مظهر هي مي الخارجي اللا مبالي لكن بداخلها شخص حساس جداً |
| Bu çok hassas bir konu, Bay McLeod. Annesi endişeli. | Open Subtitles | الموضوع حساس جداً يا ماكلاود إنه من اهتمامات الأم |
| - O şişman arkadaşı uzakta değildir. - Sus, kulağı çok hassas. | Open Subtitles | لا بد أن صديقه السمين بالقرب من هنا إنه حساس جداً |
| Etrafımızda bu kadar çok suni malzeme varken, nasıl olur da çok hassas bir radyo astronomi ölçümü yapıyoruz diyebilirdik ki? | Open Subtitles | كيف بمقدورنا أن ندعي على أننا صنعنا راديوا حساس جداً لقياس علم الفلك مع كل الاشياء الذي يصنعها ألإنسان حوله |
| Suya karşı çok hassas bir yaratık dokunduğu anda derisini yakıyor! | Open Subtitles | مخلوق حساس جداً كل أنواع التعذيب انظروا إلى جلدها |
| anevrizmayı ameliyat edebiliriz onarmayı deneyebiliriz ama bu çok hassas bir lezyon türü. | Open Subtitles | ونحاول معالجتها لكن هذا النوع من الإصابة حساس جداً |
| Şunu anla ki, ...bu proje çok hassas, o yüzden sakın bozma. | Open Subtitles | الآن افهم هذا المشروع حساس جداً لذا دعنا لا نخفق فيه |
| Sizin de anlamanız gerek. Bu durum çok hassas. | Open Subtitles | أنت أيضاً يجب عليك فهم أن الموقف حساس جداً |
| Bize plastik lâzım çünkü çok hassas bir metal detektöründen geçeceğiz. | Open Subtitles | آسف لكننا نريد البلاستيك لأننا.. نحن سنمر من خلال كاشف معادن حساس جداً حسناً ؟ |
| Bunu idrak etmen biraz zor olabilir ama bu meslekte çok hassas bir pozisyondayım. | Open Subtitles | ربما لا تفهمين ما أقصد وضعى حساس جداً فى هذا العمل |
| Evet. Tanrım! Bu çok hassas bir konu. | Open Subtitles | نعم ، السيد المسيح، هذا حساس جداً |
| Başı çok hassas ve kendini iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | رأسه حساس جداً, وهو ليس على ما يرام |
| Hayır, kendisi eleştiriye karşı çok hassas biri. | Open Subtitles | لا , لا , انه حساس جداً تجاة النقد |
| Pekala, Thule tabanı 50 yıl sonra bile hala çok hassas bir konu. | Open Subtitles | حسناً، وقاعدة "ثول" لا تزال بعد 50 سنة موضوع حساس جداً |
| Hye Mi, dışarıdan çok soğuk kalpli görünse de ...içeride çok alıngan biri. | Open Subtitles | بالرغم من مظهر هي مي الخارجي اللا مبالي لكن بداخلها شخص حساس جداً |