| Bildiğim kadarıyla kimse 38 dakikadan daha uzun bir süre geçidi açık tutamadı. | Open Subtitles | حسب معرفتي لا يبقى الثقب الدودي ثابتا أكثر من 38 دقيقة |
| Bildiğim kadarıyla, hakkında bir şey yok. | Open Subtitles | وأعلمكما أننا لم نثبت عليه أية تهمة حسب معرفتي |
| Bildiğim kadarıyla, benim gibi biri "uyandırma"yı hiç denememişti. | Open Subtitles | حسب معرفتي النهوض لم يكن من المفروض ان يتم خلال شخص مثلي |
| Ve eğer ben annemi tanıyorsam, onun tipi sadece odur. O, öyle aptallardan hoşlanır. | Open Subtitles | وعلي حسب معرفتي بأمي فهو من النوع الذي يُعجبها بلهاء مثله |
| Bu savaşçıları tanıyorsam, bu gece süvarilere saldırmayı planlıyorlar ve ayı öldüren ve efsununu yanlarında götürmek isteyecekler. | Open Subtitles | حسب معرفتي بهؤلاء الشجعان فإنهم سيُهاجمون سلاح الفرسان الليلة وسيحتاجون لقاتل الدب |
| Durumlarına bakarsak, uzun bir süre olacaktır. | Open Subtitles | ـ حسب معرفتي بأمثالهم، صدقني سيستغرق ذلك وقتاً طويلاً |
| Bildiğim kadarıyla Amerika ve Japonya hala müttefikler. | Open Subtitles | حسب معرفتي فإن الولايات المتحدة و اليابان ما زالوا حلفاء |
| Onun gibisi yoktur. Bildiğim kadarıyla yok. | Open Subtitles | فقط أنه لا مجال يضاهيه، حسب معرفتي |
| Bildiğim kadarıyla barınma ve yemek de dahil herşeyi üstleniyorlar. | Open Subtitles | وسمحت لنفسي بتسجيل إسمِك حسب معرفتي فأن هذا العمل ...يتضمّن المسكن ،ووجبات طعام وكل شيء إنه عرض رائع |
| Bildiğim kadarıyla kimse yakalamadı. | Open Subtitles | لم يقم بذلك أحد من قبل على حسب معرفتي |
| Bildiğim kadarıyla bu olayla tek alakası, altı numaralı koltuktaki kurban olarak tarif edilebilir. | Open Subtitles | اعني، حسب معرفتي صلته بالجريمة يمكن وصفها فقط بـ "الضحية من بارستول رقم ستة" |
| Bayan Rose, tüm Bildiğim kadarıyla, B-3 bombardıman uçağı yok. | Open Subtitles | سيدة روز , حسب معرفتي , ليس هناك " ؟ (B3) قنبلة " |
| Uzman değilim ama, Bildiğim kadarıyla... | Open Subtitles | الآن، لَستُ خبيرَ، لكن حسب معرفتي... |
| Seni tanıyorsam yol üstü bir büfede işini görürsün veya... ..daha kötüsü oda servisine sipariş vereceksin. | Open Subtitles | حسب معرفتي بك ستتوقف عند عربة بيع مأكولات أو أسوأ، ستطلب الطعام من خدمة الغرف |
| Steve'i tanıyorsam eminim maçoluğunu korumak için yalan söylemiştir ya da başkasını korumak için. | Open Subtitles | حسب معرفتي بـ (ستيف) , فأنا واثقة من أنه كان يكذب لحماية رجولته أو لحماية شخص آخر |
| Olivia Dunham'ı tanıyorsam, bunu başaracağına emin olduğum tek kişi odur. | Open Subtitles | رأيي حسب معرفتي بـ(أوليفيا دونام)، أنّها الوحيدة التي يمكن أن تنجح بالعبور |
| Elimde belge yok ama Mark'ı tanıyorsam, yüksek bir meblağ olamaz. | Open Subtitles | لم اتلقَ أي وثيقة حتى الآن، لكن حسب معرفتي بـ(مارك) فإنه لن يكون مبلغاً فاحشاً |
| Jenny'yi tanıyorsam, Jenny Nate'le gelmiştir. | Open Subtitles | حسب معرفتي بـ(جيني)، فهيّ من أتت معه |
| Durumlarına bakarsak, uzun bir süre olacaktır. | Open Subtitles | ـ حسب معرفتي بأمثالهم، صدقني سيستغرق ذلك وقتاً طويلاً |