| Görüyorsun bölgedeki petrol yatağı katmanları... birbirlerine şaşırtıcı bir biçimde hassas yapıda bağlı. | Open Subtitles | انت تَرى، الطبقات الحاملة للنفط في المنطقةِ. مرتبطة مِن قِبل تركيبة حسّاسة جداً. |
| 1980'lerin çizgi filmiyle ilgili bir karakterdi. Bu kadar hassas olabileceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | كان شخصيّة كرتونيّة من الثمانينات لم أكن أعتقد أنّكِ ستكونين حسّاسة للغاية |
| Amir, sizi birkaç gizli harekât ve hassas istihbarat operasyonlariyla ilgili bilgilendirmemizi istemisti. | Open Subtitles | طلب منا المدير أن نطلعك على عدد من العمليات السرّية وعمليات أخرى حسّاسة |
| Lütfen dikkatli ol. Koltuk altım çok hassastır. Yapma. | Open Subtitles | رجاء, كن حذرا لدي إبط حسّاسة جداً أنا لا |
| Onlar, narin oyuncak bebek misali... hiçbir söz onları bildiklerinden caydıramaz. | Open Subtitles | هم دمى صغيرة حسّاسة ولا نعلم من اللذي سيبعدهم عنا |
| hassas bilgilere sahip olduğunu biliyorum ve onları açığa çıkarmanı istemiyorum. | Open Subtitles | ،أعرف أن لديكِ معلوماتٍ حسّاسة .التي لا أريدك أن تفصحي عنها |
| Seks konusunda çok hassas olduğumu söyledi. | Open Subtitles | وقال انني أكون حسّاسة عندما يتعلق الأمر بالجنس |
| Saldırgan bir kişilik aslında çok çekingen ve hassas bir ruhun maskesidir. | Open Subtitles | كما ترى، فإنّ الشّخصيّة العُدوانيّة هي غالباً ما تكون قناعاً لذاتٍ خجولة و حسّاسة جدّاً |
| Önemli mi bilmem ama hassas bir kadinsin ve geçmişte insanlar seni kullanmış. | Open Subtitles | هذا ماذا يستحق أعتقد انك إمرأة حسّاسة جداً و أَعتقدُ بأنّ هؤلاء الناس اخدو مميزات عنك في الماضي |
| hassas teknolojiyi de içine alan Ticaret Kanunlarının ihlalinden dolayı bir Senato faturasını denetliyormuş. | Open Subtitles | هو كان يعمل فحص أمني على فاتورة مجلس الشيوخ ل إنتهاك القوانين التجارية يتضمّن تقنية حسّاسة. |
| - Ne istiyorsun? Bu harekâtın ne kadar hassas olduğundan haberin var mı? | Open Subtitles | عِنْدَكَ أيّ فكرة كَمْ حسّاسة هذه العمليةِ؟ |
| Ama hepimiz ona uymalıyız. Çünkü durumu hassas. | Open Subtitles | لكننا نحتاج أن نتعايش مه هذا لأنه في حالة حسّاسة |
| hassas bir durum için bir avukata danışıldığında senin gibi bir avukata avukat-müvekkil arasındaki gizlilik ne zaman devreye girer? | Open Subtitles | عندما يناقش شخص ما حالة حسّاسة مع محامي مثلك متى يلزم المحامي بسرية الموكلّ |
| Aslında oldukça hassas bir konu büyük gayret gerektiriyor. | Open Subtitles | في الحقيقة، هي مسألة حسّاسة جداً و تتطلب قدراً كبيراً من الخصوصية |
| Fakat, girişteki algılayıcların ne kadar hassas olduğunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | لكن أتذكري كم أجهزة الاستشعار حسّاسة على أبواب المدخل؟ |
| Yardımını istediğim hassas bir konu var. | Open Subtitles | هناك مسألة حسّاسة أَحتاجُ إلى مساعدتَكَ فيها |
| Dosyalarımız oldukça hassastır, Dedektif. | Open Subtitles | المعلومة في ملفّاتنا حسّاسة جدّاً يا حضرة المفتّش |
| Elimden geleni yapıyorum, ama bu çok narin bir bölge. | Open Subtitles | أفعل ما يمكنني، ولكن.. إنها منطقة حسّاسة |
| Muhtemelen çarşaflara ya da hastane önlüğüne karşı alerjisi vardır ve fark etmemişsinizdir. | Open Subtitles | إنّها بالغالب حسّاسة تجاه أغطية الفراش أو رداء المستشفى ولم تلحظ ذلك ببساطة |
| Bunun gibi. Harekete duyarlı. Yani kurmak için böyle yapman gerekiyor. | Open Subtitles | إنها حسّاسة للحركة, عليك تحريكها هكذا. |
| Bu çocuk... - ...acayip, alerjik bir reaksiyon gösteriyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يعاني من ردة فعل حسّاسة فزِعة نوعاً ما. |
| Protokollere uymak, duygusal olmaktan daha fazla hayat kurtarır. | Open Subtitles | يُوفّرُ النظامُ التاليُ المزيد مِنْ الحياةِ مِنْ أنْ تَكُونَ حسّاسة. |
| Sanırım biliyorsun ki özel hayatımla ilgili biraz hassasım. | Open Subtitles | أنا واثقة أنّك تعرفين أنّني حسّاسة بعضَ الشي بشأن حرّيتي الشخصيّة. |
| Yoksa sen biraz fazla mı hassassın? | Open Subtitles | أو لربما كل ما بالأمر أنك حسّاسة أكثر من اللازم؟ |