| Hastanede sana adamın kafamda bir domuz kumbarası kırdığını anlatmıştım. | Open Subtitles | فى المستشفى أخبرتك أنهم حطموا حصالة فوق رأسى |
| 37 milyar dolar. Kendine ait bir domuz kumbarası. | Open Subtitles | سبعة وثلاثين مليار دولار حصالة أموالك الشخصية |
| Hayır, domuz kumbarası gibi hissediyorum demiştin. | Open Subtitles | لا انتِ قلت ان ذلك يشعرك كما لو انك حصالة |
| Koca kıçında lanet bir domuz kumbaran var mı? | Open Subtitles | ألديّك حصالة خنزيرية في مؤخرتك السمينة؟ |
| - Evet. Domuzcuk kumbaran güzelmiş. | Open Subtitles | حصالة خنزير رائعة. |
| Geçenlerde küçük kızımızın kumbarasını zorla açmış. | Open Subtitles | مؤخرا سرق حصالة إبنتنا الصغيرة. |
| Küçük oğlumun kumbarasını kırdım, hem de ne için? | Open Subtitles | حطمت حصالة ولدي الصغير، ولماذا؟ |
| - Ama Monica, Köstebek Fonu'nu çaldığı için paramız kalmadı ve yemek yememiz lazım! | Open Subtitles | حسنا ليس لدينا أي نقود منذ أن أخذت (مونكا) حصالة النقود ونحنا نحتاج للأكل |
| Hayır, domuz kumbarası görünüyorum demiştim sadece. | Open Subtitles | لا انا قلت ان ذلك يجعلني كما لو انني حصالة |
| Ha siktir, domuz kumbarası! | Open Subtitles | تباً إنها حصالة |
| Ufaklık uyuyordu. Domuz kumbarasını parçalamıştı. | Open Subtitles | ابني كان نائماً, و هو كسر حصالة النقود |
| - Köstebek Fonu nerede? | Open Subtitles | أين حصالة النقود ؟ ماذا ؟ |
| "Köstebek Fonu" mu? | Open Subtitles | حصالة ؟ |