| Sayın Yargıç, bu bıçağın iki numaralı savunma kanıtı olarak kayıtlara geçmesini istiyorum. | Open Subtitles | حضرة القاضي اُريد أن توضع هذه السكّين كدليل دفاعي معترف من قبل الشاهد |
| Şu anda sunacak yeni bir delilim yok Sayın Yargıç. | Open Subtitles | ليس لدي أي دليل آخر في هذا الوقت، حضرة القاضي |
| İddia makamı, son dakikada sunduğu adli kanıtla önümüzü açtı Sayın Yargıç. | Open Subtitles | الإدّعاء فتح الباب على نفسه,حضرة القاضي بتقديم الدليل العدلي في آخر دقيقة |
| Davalıyı ben temsil ediyorum, Sayın Hakim. | Open Subtitles | أنـا أُمثّـل المدّعى عليه يا حضرة القاضي |
| Sayın Hâkim, davacı avukatla görüşmek için ara talep ediyoruz. | Open Subtitles | هي الإفراط في الفحوص الطبية حضرة القاضي, نطلب استراحة قصيرة |
| Sayın Yargıç, bu konuda pek çok şey yazıldı, çizildi. | Open Subtitles | حضرة القاضي لقد سمعنا و قرأنا الكثير عن هذه القضية |
| Bu özel bir davadır, Sayın Yargıç. İyi bir hazırlık gerektirir. | Open Subtitles | هذه قضية خاصة حضرة القاضي و هي تتطلب الكثير من الإعداد |
| Sayın Yargıç, görülüyor ki, çok bilmiş savcımız araştırma yapmaya tenezzül bile etmemişler. | Open Subtitles | حضرة القاضي يبدو أن المدَّعي العام المثقَّف لم يكلِّف نفسه بالقيام بأي بحث |
| Sayın Yargıç, bu konuda pek çok şey yazıldı, çizildi. | Open Subtitles | حضرة القاضي لقد سمعنا و قرأنا الكثير عن هذه القضية |
| Bu özel bir davadır, Sayın Yargıç. İyi bir hazırlık gerektirir. | Open Subtitles | هذه قضية خاصة حضرة القاضي و هي تتطلب الكثير من الإعداد |
| Sayın Yargıç, görülüyor ki, çok bilmiş savcımız araştırma yapmaya tenezzül bile etmemişler. | Open Subtitles | حضرة القاضي يبدو أن المدَّعي العام المثقَّف لم يكلِّف نفسه بالقيام بأي بحث |
| Sayın Yargıç uzun zamandır bu işi yapıyorum ve ne yaptığımı-- | Open Subtitles | حضرة القاضي , كنت أقوم بهذا فترة طويلة هل دربت الشاهدة؟ |
| 1992 de ben savcı yardımcısı ve Sayın Yargıç Cuesta'nın avukat ortağıydım. | Open Subtitles | كنت مساعد نائب العام و مساعد حضرة القاضي في الادعاء عام 1992 |
| Bunun üzerinden geçtik sanırım Sayın Yargıç. Görevi suistimal ile hak kaybetme. | Open Subtitles | أعتقد أننا قد مررنا بهذا يا حضرة القاضي لقد خالفوا حكم الإشاعة |
| Evet Sayın Yargıç. Ama savcılığın suçlamalarını reddederseniz öyle olması gerekmeyecek. | Open Subtitles | هذا صحيح يا حضرة القاضي ولكن لا يجب أن تكون الأولى |
| Söz konusu iddiaya ilişkin tanıkla yüzleşme hakkımızı Sayın Yargıç. | Open Subtitles | من حقنا مواجهة الشاهد المعادي في المحكمة يا حضرة القاضي |
| - Sayın Yargıç bu şaklaban Yahudi düşmanı provokatörün tekidir. | Open Subtitles | حضرة القاضي هذا المهرج الذي امامك هو عنصري معاد للساميه |
| London Times 'a 1938'de gönderdiği açık mektupta.... 1938'de, Sayın Hakim, diyor ki: | Open Subtitles | الذي ذكر برسالة مفتوحة للتايمز اللندنية عام 1938: عام 1938! يا حضرة القاضي! |
| Bir bayandan başka bir şey hiç olmadım, Sayın Hakim. | Open Subtitles | لم أكن يوماً سِوى امرأة محترمة يا حضرة القاضي |
| Sayın Hâkim, tüm gücünüzü beni ezmeye kullandınız. | Open Subtitles | لقد استخدمتِ كُل سُلطتكِ لقَهري حضرة القاضي |
| Efendim, biz sıradan insanlarız. | Open Subtitles | نحن أناس لا حول لنا ولا قوّة يا حضرة القاضي |
| Bir dakika, Hakim Bey. Lütfen devam etmek için söylediğim şeyi yapamaz mısınız? | Open Subtitles | لحظة يا حضرة القاضي هل يمكنك النظر في طلب متابعة القضية؟ |