| Bir suç işlenirse yargılanma hakkı vardır. | Open Subtitles | ..إن ارتكبَ رجلٌ جريمة فمن حقّه أن يحظى بمحاكمة |
| Bunu söylemeye hakkı yoktu. Sence çok mu şişmanım Henry? | Open Subtitles | ليس من حقّه أن يقول ذلك،أتعتقد أنّني سمينة، (هنري) ؟ |
| Eğer gelip burada çalışmak isterse bu onun en doğal hakkı. | Open Subtitles | والآن إذا أراد العمل هنا فهو من حقّه |
| hakkını yemeyeyim, para konusunda iyiydi. | Open Subtitles | كان جيداً بإرسال الأموال أعطيه حقّه بذلك |
| Etkileyici. Yani hakkını vermelisiniz. | Open Subtitles | هذا مثير للإعجاب أعني، يجب أن تعطيه حقّه بهذا |
| O sadece hakkı olanı istiyor. | Open Subtitles | إنّ يريد ما حقّه كما يجب فحسب |
| Bu zaferle birlikte Hisoka onuncu galibiyetini kazanıp Kat Efendisi'ne meydan okuma hakkı kazanıyor! | Open Subtitles | بهذا النصر يكون رصيد (هيسوكا) 10 إنتصارات ومن حقّه تحدّي سيّد طابقٍ! |
| Yanlış yaptığın kişi olarak, bu onun hakkı Mike. | Open Subtitles | هذا حقّه يا (مايك)، بصفته الشّخص الّذي أخطأت بحقّه |
| Doğuştan hakkı sayesinde değil ama. | Open Subtitles | ليس بسبب حقّه بالولادة. |
| Bilmek hakkı değil mi? | Open Subtitles | -أليس من حقّه أن يعلم؟ |
| Peki o zaman,.. ...az önce avukat hakkını kullandı. | Open Subtitles | حَسنًا، إذن، هو ناشد للتوّ حقّه بمستشار |
| hakkını vermek gerekirse, oldukça da başarılı oldu. | Open Subtitles | لإعطائه حقّه كان ناجح جدا |
| Amerika'nın verdiği susma hakkını kullanıyor. | Open Subtitles | -سيمارس حقّه الأمِركيّ في الصمت |
| - Hector telefon hakkını kullandı. | Open Subtitles | . لقد استخدم (هكتور) حقّه في المكالمة الواحدة |
| Doğru, ama Oliver gittiğinde söz hakkını da kaybetmiş oldu. | Open Subtitles | أجل، (أوليفر) خسر حقّه لإبداء الرأي حين غادر. |
| Doğru, ama Oliver gittiğinde söz hakkını da kaybetmiş oldu. | Open Subtitles | أجل، (أوليفر) خسر حقّه لإبداء الرأي حين غادر. |