| Basit mantık şu, eğer birini öldürürseniz, o zaman idam cezası alırsınız. | TED | المنطق البسيط يقول أنك إذا قتلت شخصاً ما، فإنك ستتلقى حكم الإعدام. |
| Öyleyse bu, idam cezası karşıtı bir avukatın yaptığı bir aldatmaca olabilir. | Open Subtitles | لذا، فيمكن أن تكون هذه الوثائق خدعة من محامي يعادي حكم الإعدام |
| ölüm cezası veya neo-feminizmle ilgili filmlerinden birinin bilet fiyatının da altına... | Open Subtitles | بأقل من سعر تذكرة لأحد أفلامي حول المساواة بين الجنسين أو حكم الإعدام |
| Kimin hayatının daha önemli olduğuna sen karar ver--- idamı bekleyen adammı yoksa odunlukta ölmeyi dileyen şu adammı. | Open Subtitles | قرري حياة من أكثر قيمة الرجل الذي ينتظر حكم الإعدام أم الذي سأجعله يتمنى الموت في المخزن؟ |
| En azından, idam cezasından kurtulursun. | Open Subtitles | على الأقل، ستُنقذ من حكم الإعدام. |
| Yani, Mississippi'de idam cezası dile getirilmeyen kültürümüzün bir parçası. | TED | كما ترون، في ولاية مسيسبي، يعد حكم الإعدام بمثابة قاعدة غير معترف بها في ثقافتنا. |
| Bu davada idam cezası zorunludur. | Open Subtitles | سيكون حكم الإعدام إلزامياً في هذه الحالة. |
| ona, idam cezası hakkındaki yorumlarına katıldığımı söyledim. | Open Subtitles | و أخبرته أنني أوافقه في موقفه بخصوص حكم الإعدام |
| Büyük ihtimalle, idam cezası alacak. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر، هو على الأرجح حصل على حكم الإعدام. |
| sen de ölüm cezası al. | Open Subtitles | أنت أيضاً عليك أن تحصل على حكم الإعدام أيضاً |
| "ölüm cezası Tanrı'nın yasasıdır." "Dişe diş." gibi. | Open Subtitles | حكم الإعدام قانون الإله العين بالعين |
| Burada Arizona'da ölüm cezası var. | Open Subtitles | ، حكم الإعدام مسموح به هنا في أريزونا |
| Bu idamı durdurabilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد فقط يمكنه إيقاف حكم الإعدام |
| Küçük kız, idamı beklerken bunalıma girmek kolaydır. | Open Subtitles | أيتها الفتاة الصغيرة، تذهبين إلى أماكن مُظلمة للغاية عندما تنتظرين حكم الإعدام |
| Yin Ruiji'nin idam cezasından feragat edilmektedir. | Open Subtitles | وتم التنازل عن حكم الإعدام بحق (ين ريجي). |
| - İdam cezasından nefret ederim. | Open Subtitles | -أنا أكره حكم الإعدام |
| Yasaya göre hainlerin infazını gerçekleştiriyorduk. Bize engel oluyorsun. | Open Subtitles | نحن ننفذ حكم الإعدام فى الخونة طبقاً للقانون. |
| Mesela California'daki idam mahkumu Scott Peterson günde yüz mektup alıyor. | Open Subtitles | أقصد, مثل [سكوت بيتيرسون] الذي كان يتوصل بمئات الرسائل في اليوم ."حول حكم الإعدام في "كاليفورنيا |
| Bana ihanet ettiği günki imzaladığı Ölüm hükmünü uyguluyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أنفذ حكم الإعدام الذي وقعه يوم غدر بي |
| Duruşmayı kaybetsek ve idam cezasına çarptırılsan bile biz temyizle uğraşırken, sen önümüzdeki 20 yılı idam edilmeyi bekleyerek geçirirsin. | Open Subtitles | حتّى وإن خسرنا المحاكمة , و حُكم عليك بالإعدام سوف تقضي العشرين السنة القادمة تنتظر الطعن في تنفيذ حكم الإعدام |
| Bu idam cezasının ahlakî kısmıyla ilgili değil. | Open Subtitles | ليس لهذا علاقة بأخلاقيات حكم الإعدام |
| Oyun bitti. ölüm hücresine gidiyorsun. | Open Subtitles | اللعبة إنتهت عد إلى حكم الإعدام |
| Gösterilen kanıtlara ve kurbanın resimlerine verdiğim ilk karşılık şuydu, "Evet, bu adam bir canavar ve idam cezasını hak ediyor." | TED | من الأدلة التي تم عرضها وصور الضحايا، كانت أول ردة فعل لي "نعم، هذا الشخص متوحش، ويستحق حكم الإعدام." |