Ama vakayı çözdün, dedektif. | Open Subtitles | لكنّكِ حللتِ القضية أيّتها المحققة. |
Tam olarak ne masası olduğumuz hakkında tartışıyorduk ki sen her şeyi çözdün! | Open Subtitles | كان هناك نقاشًا طويلًا عن نوعية هذه الطاولة وأنتِ حللتِ الأمر للتو! |
Zamanda yolculuğun kurallarını çözdün. | Open Subtitles | حللتِ شفرات السفر عبرَ الزمن |
Bana bir iyilik yap da olayı çözersen beni bir arayıver. | Open Subtitles | أسديني صنيعاً، إن حللتِ هذه القضيّة قبلنا، اتصلي بي |
Şimdi beni çözersen giderim ve kimseye seni gördüğümü bile söylemeyeceğime söz veririm. | Open Subtitles | لذا إن حللتِ وثاقي سأغادر و أعدكِ بأنّي لن أقول لأيّ أحدٍ أنّي رأيتكِ حتّى |
Şifreyi çözdüğünü söylediler Dr. Sengupta. | Open Subtitles | -قالو لي أنّكِ حللتِ التشفير يا د. |
Zamanda yolculuğun kurallarını çözdün. | Open Subtitles | حللتِ شفرات السفر عبرَ الزمن |
Yeni bir tane mi çözdün? | Open Subtitles | هل حللتِ لُغز وشم جديد ؟ |
Raven, düşün, sen bundan daha büyük problemleri çözdün. | Open Subtitles | فكري يا (ريفين) لقد حللتِ مشاكل أكبر من هذه من قبل |
- Bulmacasını çözdün mü? | Open Subtitles | -هل حللتِ الكلمات المتقاطعة؟ |
Peki ya davayı çözersen? | Open Subtitles | لذا ، إذا حللتِ تلك القضية ، فمن ثم |
Ne yani, her şeyi çözdüğünü mü sanıyorsun, Amy? | Open Subtitles | لذا هل حللتِ الأمر يا (آمِي)؟ |