| Tombul, kafası tıraşlı ve Bismarck bıyıklı. | Open Subtitles | نعم, هذا السمين, حليق الراس والشارب الكبير |
| Gidince tıraşlı bir şekilde Ve kolonya da sürünce | Open Subtitles | و مع وجه حليق , سيدي , و بعض ماء الكولونيا حتى ينعشك يا سيدي |
| Sen de kardeşin gibi temiz, traşlı bir çocuk mu istersin yoksa sakallı ve türbanlı bir Sih mi? | Open Subtitles | هل ترغبين بشاب حليق الذقن مثل زوج أختكِ أم شاباً أصيلاً من السيخ بلحية و عمامة؟ |
| traşlı olduğun zaman ne yaparsan büyük olay oluyor. | Open Subtitles | Um، متى أنت حليق الوجه، مهما أنت في a ضربة كبيرة. |
| Sonra kapı açılıyor ve ilk defa olarak... kafası kazınmış kızı görüyoruz. | Open Subtitles | ثم يُفتح الباب وللمرة الأولى نرى الفتاة التي لها رأس حليق |
| Sinek kaydı tıraşlı. Mavi takım elbisesi var. Kaba ibnenin teki. | Open Subtitles | لقد كان حليق الوجه يرتدي بدلة زرقاء، كان متغطرساً |
| Kafası kazılı iri bir Latin. Bıçak kullanıyor. | Open Subtitles | لاتيني ضخم ، حليق الرأس سلاح الجريمه سكين |
| Genç adam, gösteri yaptığım tüm yıllar boyunca bir gün dahi olsa, seyircilerimin önüne tıraşsız çıkmadım. | Open Subtitles | ايها الشاب في كل سنوات عملي الاستعراضي لم اظهر امام المشاهدين بوجه غير حليق |
| Ve 14 yaşında olduğum bir gün, sokakta durup esrar içiyordum ve iki katım yaşında olan saçları tıraşlı, siyah botlu bir adam gelerek dudağımdaki esrarı attı. | TED | وفي أحد الأيام، عندما كان عمري 14 عامًا، كنت واقفًا في الزقاق، وكنت أدخن الحشيش ورجل كان بضعف سني، برأسٍ حليق وحذاءٍ أسود طويل، جاء لي، وانتزع الحشيش من شفتي. |
| Çok sevdiğin, o burnu tıraşlı kaniş mi? | Open Subtitles | الكلب - كلب مع منقار حليق التي تحب كثيرا؟ |
| Telefonla konuşan, tıraşlı adam. | Open Subtitles | الرجل حليق الذقن مع الهاتف الخلوي |
| Yoksa tıraşlı mı? | Open Subtitles | أن أنه حليق و نظيف و جاهز للولوج |
| Bir Alman Kurdunun traşlı götü birinciliği kazanmış. | Open Subtitles | الكلب الألماني "شيبرد" حليق المؤخرة هو مَن فاز بالجائزة الأولى |
| Ama temiz traşlı adamlarla polis barikatını aşıyorsun! | Open Subtitles | وقمت بنقل الشرطة متاريس مع الرجال حليق نظيفة! |
| Odanın kuzey tarafında Mavi takım elbiseli, kafası kazınmış. Silahlı gibi duruyor. | Open Subtitles | الجانب الشمالي من الغرفة، بذلة زرقاء، حليق الرأس، يبدو مسلّحاً. |
| Saçları kazınmış, iri yarı biri. | Open Subtitles | ذو رأس حليق ، ضخم نوعاً ما |
| Bir noktada ya sinek kaydı gibi olmalı ya da hacı sakalı gibi haksız mıyım? | Open Subtitles | أنا يعني، عند نقطة معينة، أنت إما حليق - أو كنت ابراهام لنكولن، أليس كذلك؟ - رقم |
| Kafası kazılı, şartlı tahliye edilmiş. Devasa bir herif. | Open Subtitles | حليق الرأس ، سجين سابق و ضخم البنيه |
| Öyleyse niye tıraşsız suratınla bahçeme daldın? | Open Subtitles | إذن، لم انتهكتَ حديقتى، قذرٌ، غير حليق ٍ؟ |
| Böylece traş Olmuş Bir Yüz Biraz Kolonya | Open Subtitles | و مع وجه حليق , سيدي , و بعض ماء الكولونيا حتى ينعشك يا سيدي |
| Sen, ben tıraş olduğumda, beni daha çok arzuladığını söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت لي أن رغبتك تكون أكبر عندما أكون حليق الذقن |
| Yaklaşık olarak 37 yaşlarında, sarı saçlı, temiz suratlı ve boyu yaklaşık 1.84 m. | Open Subtitles | عمره بمايقارب ال 37 سنة , كستنائي الشعر , حليق الذقن وطوله أعلى بكثير من 6 أقدام |