| Babamın hayatını kurtaran kadın standart tıbbi yardımdan daha ileri bir teknik kullanmış. | Open Subtitles | المرأة التي أنقذت حياة أبي استخدام تقنية متقدمة شكلت قفزة في الممارسات الطبية |
| Evet, benim ve Babamın hayatını kurtarmak için. | Open Subtitles | . نعم ، لإنقاذ حياتي و حياة أبي |
| Bu Babamın hayatını tehlikeye atar. | Open Subtitles | هذا سوف يضع حياة أبي على المحك |
| Böylece babamın hayatı aslında daha kötü olacaktı çünkü annemle birlikte olamayacaktı yani gerçek aşkıyla. | Open Subtitles | هذه هي حياة أبي في الحقيقة كانت لتصير أسوأ لأنه لن يكون عنده أمي |
| Belki katiller babamın canını aldılar ancak bıraktığı mirası alamayacaklar. | Open Subtitles | قتلته لربما أخذوا حياة أبي... ... لكنما هم لا يستطيعونالأخذ تراثه. |
| Ve artık Bayan Potter,babamın hayatının sürekli bir parçası oldu. | Open Subtitles | و بالتالي فالسيدة (بوتر) أصبحت جزءً من حياة أبي العاية |
| Ölümden sonra yaşamın varlığını kanıtlamak, Babamın hayatını mahvetti. | Open Subtitles | دمر إثبات وجود الآخرة حياة أبي |
| Bana Babamın hayatını borçlusun. | Open Subtitles | تدينني حياة أبي. |
| Babamın hayatını hiç kimse almadı. | Open Subtitles | لا أحد قام بأخذ حياة أبي |
| Babamın hayatını kurtardı! | Open Subtitles | لقد أنقذ حياة أبي |
| Sen Babamın hayatını kurtardın. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياة أبي. |
| İsyan sırasında Babamın hayatını kurtarmış. | Open Subtitles | أنقذ حياة أبي ،خلال الثورة. |
| Babamın hayatını sundu. Aşağılık herif, yalan söyledi. | Open Subtitles | أجل، حياة أبي. |
| Dört ayı tehlikeli bir ülkede babamın hayatı için merhamet dileyerek geçirdin. | Open Subtitles | أنت مكثت لأربعة أشهر في دولة غير آمنة تتوسلين للحفاظ على حياة أبي |
| Bu ne zaman oldu? Bu babamın hayatı. Buna karışmıyorum. | Open Subtitles | إنها حياة أبي هذا ليس تطفلاً |
| babamın hayatı tehlikede. | Open Subtitles | حياة أبي على المحك |
| Yani babamın hayatının işi açık arttırmayla gidecek, öyle mi? | Open Subtitles | اذا عمل حياة أبي متوجه للمزاد العلني؟ |