| Vazgeçemediğim ve giderek ilgimi çeken bir konu var bilirsiniz insanlar neden delice miktarlarda para harcarlar sadece şaraba değil ama bir çok şeye ve onlar benden daha iyi bir hayat mı yaşıyorlar? | TED | لقد أصبحت بشكل متزايد ، نوعا ما مهووسا بالسؤال انتم تعلمون ، لماذا ينفق الناس هذه المبالغ المهولة من المال ليس على النبيذ فقط وإنما على الكثير من الأشياء وهل يعيشون حياة افضل مني؟ |
| Çünkü dışarıda bir yerlerde senin için daha iyi bir hayat olduğunu düşündük. | Open Subtitles | لاننا اعتقدنا انة سيكون لديك حياة افضل لكى فى الخارج |
| Kendime ve aileme daha iyi bir hayat sağlamak için Amerika'ya taşındım. | Open Subtitles | لقد انتقلت الى امريكا لان اصنع حياة افضل لى ولاسرتي |
| Onlar, daha iyi bir yaşam için geldim ve onu buldular. | Open Subtitles | لقد جاؤا هنا من اجل حياة افضل ولقد وجدوها |
| Ona daha iyi bir yaşam göstermeye çalışmak, aptallık değildi, Ali. | Open Subtitles | محاولة أن تريه حياة افضل ليس غباء يا "علاء." |
| Yeni bir hayata başlamak için. daha iyi bir yaşam tarzı için. | Open Subtitles | , لنبدأ حياة جديدة حياة افضل و ارقى |
| Kayınlarıma altta kalır biri olmadığımı ispatlamak ve küçük oğlum Idrissa'ya sahip olduğumdan daha iyi bir hayat vermek istemiştim. | Open Subtitles | لقد اردت ان ابرهن بأنني ناجح لأوفر لأبني ادريسا حياة افضل من حياتي |
| Bu işten çıkıp daha iyi bir hayat kurmamız hayra alamet değil. | Open Subtitles | بالتأكيد لا شئ جيد يمكنه ان يأتى من .. اخراجنا من هذه الحياة و ادخالنا فى حياة افضل |
| Kendin ve önemsediğin herkes için daha iyi bir hayat. | Open Subtitles | وهي حياة افضل لك ولكل شخص تهتم به |
| Kendin ve önemsediğin herkes için daha iyi bir hayat. | Open Subtitles | وهي حياة افضل لك ولكل شخص تهتم به |
| Ağabeyim daha iyi bir hayat istiyorsa, bu senin sayende. | Open Subtitles | بسببك .. أخي يريد حياة افضل اليوم |
| Duvarlardaki boya çocukların karnını doyurmuyordu, hastaları iyileştirmiyordu ya da kimseyi eğitmiyordu, ama onlara umut ve ışık veriyordu ve onlara herşeyi yapmanın farklı bir yolu olduğunu gösteriyordu, farklı bir ruh, hayata karşı farklı bir bakış ve aynı enerjiyi ve umudu politikamıza da getirebilirsek birbirimiz ve ülkemiz için daha iyi bir hayat inşa edebilirdik. | TED | الطلاء على الجدران لم يطعم الأطفال و لم يعالج المرضى أو يعلم الجاهل و لكنه جلب الأمل و النور و ساعد الناس لترى انه هناك طرق أخرى لعمل الأشياء، روح مختلفة، إحساس مختلف في حياتنا و أننا إذا جلبنا نفس الأمل و الطاقة للسياسة، يمكننا أن نبني حياة افضل لبعضنا البعض و للبلاد |
| daha iyi bir hayat düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أتخيل حياة افضل |
| Sana daha iyi bir hayat vermeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت احاول اعطائك حياة افضل |
| - Onlara daha iyi bir hayat verin. | Open Subtitles | نعطهم حياة افضل. أبّي؟ |