Hapisteyken, eyalet dışında bir okuldan... kriminoloji ve adli tıp dersleri almış. | Open Subtitles | سجل بدروس مستقلة بالمراسلة بالعلوم الشرعية و الجريمة من جامعة خارج الولاية |
Çeki eyalet dışında bozdururlarsa federal suça girer ve harekete geçeriz | Open Subtitles | تجري من خلال النقابة ان صرفوا الشيك خارج الولاية يصبح امرا إتحاديا |
Bunlardan 12'si hakkında yaklaşmama emri çıkarılmış. Dördü eyalet dışına taşınmış. Biri geçen hafta hastaneye yatmış. | Open Subtitles | منهم 12 لهم أوامر منه و 4 إنتقلوا خارج الولاية وواحد كان في المستشفى الأسبوع الفائت |
eyalet dışına, sponsorunu aramaya gideceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها ستسافر خارج الولاية بحثاً عن كفيلتها |
Bana dedesini ziyaret etmek için şehir dışında olduğunu, yarın döneceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أن الطفل خارج الولاية يزور أجداده و سيعود في الغد |
Bu dosya bana bir çok Eyalet dışı işin kapısını açabilir. | Open Subtitles | هذا الملف يمكن أن ينفتح الكثير من العمل من خارج الولاية |
Çoğumuz Eyalet dışından tek gecelik işler işler için Florida'ya sık geliriz. | Open Subtitles | الكثير منّا بنات من خارج الولاية يَجئنَ إلى فلوريدا ل قصة مختصرة |
İlki, tüm hafta boyunca şehir dışındaymış. Federal Havacılık Kurulu uçuş kayıtlarını doğruladı. | Open Subtitles | الأوّل كان خارج الولاية طوال الأسبوع قائمة وكالة الطيران الفيدرالي أكّدت ذلك. |
eyalet dışında dükkan açmadan önce onlarla geçmişte, küçük bir kristal işi atmıştık. | Open Subtitles | سكرنا قليلاً مخدر كريستال ذات يوم قبل أن يفتحوا محل خارج الولاية. |
Evet, Sam'le çıktık ama babası eyalet dışında iş buldu. | Open Subtitles | نعم ، لقد كنت أنا و سام نتواعد ولكن والده حصل على وظيفة خارج الولاية |
eyalet dışında olmalı. | Open Subtitles | قد يكون خارج الولاية |
Tripp'in akrabalarının eyalet dışında dediğini biliyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة، أعتقد أن (تريب) ذكر قريبها يكون خارج الولاية. |
Holly'nin eski kocası eyalet dışında oğlu da Bozeman yakınlarındaki, Madison River Üniversitesi'nde. | Open Subtitles | .. فإنّ زوج (هولي) السابق خارج الولاية . و ابنها يدرس في كليّة "ماديسون ريفر" قُرب بوزمان |
eyalet dışına, sponsorunu aramaya gideceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها ستسافر خارج الولاية بحثاً عن كفيلتها |
Paraya çevirdin ve eyalet dışına çıkarmaya çalıştın. | Open Subtitles | وحولتهم إلى أموال في محاولة نقلهم خارج الولاية |
Havaalanına gitmek ya da eyalet dışına çıkmak için araç değiştirdiğini falan sanıyorlarmış. | Open Subtitles | ذلك يقودنا إلى أنه كان ينتظر التحويلات في طريقه إلى المطار أو إلى خارج الولاية |
Tek cesetle bile eyalet dışına çıkmak riskli, ama iki tane? | Open Subtitles | غير مرجح, انها مخاطرة عالية ان تنقل جثة واحدة خارج الولاية, لكن 2 ؟ |
Ama boş bir hayalden ibaret. Çünkü orası şehir dışında. | Open Subtitles | لكن هذا سيكون حلما بعيدا نظرا لأنه خارج الولاية |
Keşke hep hayal ettiğim gibi şehir dışında bir okula gitseydin, Leonard. | Open Subtitles | لقد كان من الأفضل لو أنك حصلت على منحة دراسية خارج الولاية كما كنتُ أتمنى، ليونارد. |
Tatlım bu arada, üniversiteye şehir dışında gitmen gerektiğini düşündük. | Open Subtitles | عزيزتي, بالمناسبة, كنا نفكر أنه ينبغي لكِ أنتذهبي لجامعة خارج الولاية |
Eyalet dışı bir avukatı onaylamak, hukuk formalitesine bayağı aykırıdır. | Open Subtitles | حسناً، تأييد محامياً من خارج الولاية مسألة شكلية جداً |
O ikna edici bir adam. Siz Eyalet dışından bir kadınsınız. Bu iyi görünmüyor. | Open Subtitles | هو رجل مقنع أنت إمرأة من خارج الولاية ذلك لا يبدو جيّد جدا |
Maria'nın kaybolduğu gece şehir dışındaymış. | Open Subtitles | لقد كان خارج الولاية " ليلة فقدان " ماريا |
En iyi yaklaşım, başka eyaletten çalınan aracın aynısından bulmak ve onun temiz belgelerini kopyalamaktır. | Open Subtitles | المنهج الأفضل هو البدء بمستندات سليمة ,لسيارة أخرى من خارج الولاية ثم مطابقة السيارة المسروقة بالمستندات السليمة |
Sonra şehir dışı olduğunu öğrendim. Benden saklıyormuş. | Open Subtitles | ثم أدركت أنه كان يبحث خارج الولاية وقد كتم الأمر عني |