| Karımın ona bakışında oğlumu gördüğümde en çok korktuğum şeyi gördüm. | Open Subtitles | كيف كانت تنظر إليه، رأيت فيها ما خشيته على نفسي حين رأيته... | 
| Kendime geldiğimde tek başımaydım. En korktuğum an o andı. | Open Subtitles | بعد هذا، عندما صعدت للسطح كنت وحيداً، كان هذا أكثر ما خشيته! | 
| Sevgili günlük bugün en çok korktuğum şeyi yaptım. | Open Subtitles | يوميّاتي العزيزة، فعلتُ اليوم" "أكثر شيء خشيته | 
| İşte tam da bundan korkuyordum. | Open Subtitles | -هذا بالضبط ما خشيته ! -شكراً يا (جيمي كارتر ) | 
| Bundan korkuyordum. | Open Subtitles | هذا ما خشيته | 
| Evet, ben de bundan korkuyordum. | Open Subtitles | هذا ما خشيته. | 
| Seward. Başından beri korktuğum şey gerçekleşti. | Open Subtitles | (سيوارد), الذي خشيته منذ البداية قد حدث | 
| korktuğum gibi. | Open Subtitles | هذا ما خشيته | 
| korktuğum gibi. | Open Subtitles | هذا ما خشيته |