| Fakat bu dizilimi tekrar çıkardığımızda, 30 hata olduğunu bulduk. Eğer sentezde ilk dizilimi kullansaydık, canlanması asla mümkün olmayacaktı. | TED | لقد وجدنا في الواقع، بإعادة سلسلتها، 30 خطاءً. سيكون تمهيداً أننا سلسلنا الأصل، فإنه أبدا لم يكن ليتمكن من التحرك. |
| Ekonomistlerin yaptıkları temel hata paranın para olduğunu düşünmeleri. | TED | لذلك فحيث ترتكب الاقتصاديات خطاءً أساسياً هو انهم يعتقدون ان المال هو المال |
| Samantha, nerede hata yaptığımı bilmiyorum ama, bir hata yaptığımı biliyorum, özür dilerim ve binayı almayarak bunu telafi etmek istiyorum. | Open Subtitles | سمنثا لا اعرف ما الذي فعلته خطاءً لكن اعرف أنني فعلت شيئ ما و انا اسف وانا احب أن اعوضك عنه من خلال عدم شراء المبني |
| - Hayir, Alex bekle. Hepimiz hata yapariz, Morgan büyük bir hata yapti. | Open Subtitles | أجل, كلنا نخطئ, ومورجان أخطا خطاءً كبيراً |
| Normal. hata yapmış olması mümkün değil. | Open Subtitles | نموذجي , لم يكن من المحتمل أن يعمل خطاءً |
| hata yapmışlar, çok büyük bir hata. | Open Subtitles | لقد ارتكبوا خطاءً .خطاءً رهيباً |
| hata yaptıklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد بأنهم أرتكبوا خطاءً |
| hata yapıyorsun. | Open Subtitles | -إنك ترتكب خطاءً |
| Geri döndüğünden çok emindi. Bishop'a geçen gece olanların bir hata olduğunu söyleyiver. | Open Subtitles | اخبر (بيشوب) ما حدث البارحة كان خطاءً |