| Arkadaşıyla birlikte havaalanındaki bir gözcü tarafından işaretlendi. Kızımı Arnavutlar kaçırdı. | Open Subtitles | قابلت و صديقتها نصابا في المطار ، خطفها مجموعة من الألبان |
| Kadını, eşi ve çocuğu dükkandayken kaçırdı. | Open Subtitles | لقد خطفها عندما كان زوجها و ابنها في متجر |
| Bu gemi Ayrılıkçılar tarafından kaçırılmış gibi gözüküyor. Buraya ait değil de ne demek? | Open Subtitles | يبدوا ان هذه السفينة قد خطفها عن طريق الانفصاليين ماذا تعني انها لا تنتمي الى هنا؟ |
| ya da "Rus casus tarafından kaçırılmış altı yaşındaki Amerikan kızı." | Open Subtitles | أو "فتاة في السادسة من عمرها تم خطفها بواسطة جاسوس روسي"؟ |
| Ya onu kaçıran adamla kaçacaktı, ya da kalıp vurulacaktı. | Open Subtitles | إما تهرب مع الرجل الذى خطفها أو يقتلها الرجال المسلحين |
| Kız kardeşi rolü yapan bir kadın tarafından kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد تم خطفها بواسطة إمرأة تظاهرت بأنها أختها |
| - Koparıldı. | Open Subtitles | تم خطفها. |
| Şüpheli tarafından kaçırılan helikopter yön değiştirerek Altın Üçgen'e yöneldi. | Open Subtitles | مروحية خطفها المشتبهين وتتحضر للتغير الاتجاه " تتوجه إلى " جولدين تراينجل |
| Hala Jangles'ı onun kaçırdığını düşünüyorsan, ki öyle düşünüyorsun o zaman henüz onun için bitmemiştir değil mi? | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد إنه هو الذي خطفها ومازلت تعتقد ذلك أذا الامر لم ينتهي بالنسبة له! صحيح؟ |
| Orada bir polis olduğunu biliyordu ama yine de onu kaçırdı. | Open Subtitles | كان يعرف أن هناك شرطي في الاجتماع. رغم ذلك خطفها |
| Kapı. Birisi onu kaçırdı. Elimde plakası var. | Open Subtitles | الباب أحدهم خطفها , لدي رقم لوحة السيارة |
| Beni sevkıyattan uzak tutmak için onu kaçırdı. | Open Subtitles | انه خطفها لتبقي لي من أن شحنة. |
| Biri onu kaçırdı ve ortalığı bu hale getirdi. | Open Subtitles | شخصاً ما خطفها و قام بتدمير المكان. |
| Evet, onu seçti sonra kaçırdı ve tecavüz etti. | Open Subtitles | أجل، لقد إختارها ثم خطفها وإغتصبها |
| Kim kaçırdı onu? | Open Subtitles | , من الذي خطفها ؟ |
| Dr. Nasir oradaki laboratuardan beş gün önce kaçırılmış. | Open Subtitles | الدكتورة (نظير) تم خطفها من ذاك المعمل منذ خمسة أيام |
| Bu yüzüğü, kaçırılmış bir kadından çaldın. | Open Subtitles | سرقت هذا من إمرأة تم خطفها |
| Alison kaçırılmış. Gözleri bağlanmış. | Open Subtitles | أليسون) تم خطفها وتغميمها) |
| Büyük ihtimalle onu kaçıran da aynı adamdı. | Open Subtitles | من الممكن انه نفس الرجل الذي خطفها انتظر لقد اعتقدت ان بصماتها |
| - Yeşil gözlü adam tarafından kaçırıldı. | Open Subtitles | - " لقد تم خطفها من قبل صاحب " العينون الخضراء - |
| Kendisi dün gece kaçırılan devlet korumasındaki bir görgü tanığı. | Open Subtitles | إنها شاهدة تم خطفها ليلة الأمس |
| Çavuş onu kaçırdığını söyledi. | Open Subtitles | يقول العريف أن بأنه خطفها |