| Yukarı bakma. Gizli kameradasın. | Open Subtitles | لا تنظرى لأعلى فأنتِ مرصوده بكاميرات خفيه |
| Lut Gölü Yazıtlarında Gizli diziler arıyorum. | Open Subtitles | أبحث عن أنماط خفيه في مخططات البحر الميت |
| Sizi omzunuzun üstünden gözetleyen insanlar varken nasıl Gizli bir teşkilata sahip olabilirsiniz? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تحظى بمنظمه خفيه والأنظار مُسلطه عليك من قرب |
| Virüs görünmez bir ateş gibi önüne çıkan her şeyi yok ederek hızla yayıldı. | Open Subtitles | الفيروس انتشر كـنار خفيه مدمراً كل شيء على طريقه |
| "görünmez olsan daha iyi." denilmesi. | Open Subtitles | قد تكوني افضل إن كنتي خفيه, نعم |
| Önce saldırdı, sonra da görünmez oldu. | Open Subtitles | هاجمتني ثم تحوّلت إلى خفيه. |
| Daha çok ek ve gizlice örümcek gibi uzaklaş demek. | Open Subtitles | بل رمي ومشي خفيه كالعناكب الخفيه اللعينه الذي هم عليها |
| Buradaki Gizli vadiler, tuhaf ve eşsiz türlerle renkli kabile kültürlerini barındırmaktadır. | Open Subtitles | وهنا , تغذي االحيوانات خفيه مخلوقات غريبة وفريدة من نوعها والألوان والثقافات القبلية. |
| "Katedrallerin Gizemi" başlığı altında... sadık masonların aynı zamanda Gizli bir amaçları olduğu hakkında. | Open Subtitles | بأن الماسونيين كانت لهم أهداف خفيه حيث قاموا ببناء تماثيل تحوي رموزاً سرية |
| Lor, kimse daha Gizli bir amacı olmadan aç insanlarla uğraşmaya gönüllü olmaz. | Open Subtitles | لور, لا أحد يتطوع للتعامل مع الجمهور الجائع بدون أسباب خفيه لو كنت تحاولين أن تكسبيه من جديد |
| Gizli geçit veya Gizli tüneller olmadığından emin misiniz? | Open Subtitles | هل تثقوا بعدم وجود ممرات خفيه أو أنفاق سريه؟ |
| Gizli ajandanda, bana yemek getirmek vardı demek. | Open Subtitles | وها أنا ذا كنت أفكر, تأتي الى مكتبي تجلب لنا الغداء, ربما هناك أمور خفيه |
| Gizli askeri üslerin kolay bulunmaması gerekir zaten. | Open Subtitles | قاعده عسكريه خفيه لايجب ان يكون من السهل ايجادها |
| Zaten SAS üyesi olanlar da SAS dövmesi yaptırmazlar çünkü SAS'ın Gizli olması gerekir. | Open Subtitles | ناهيك عن الناس الذين يعلمون هناك لا يحصلون على وشوم لأن الخدمه البريطانيه الجويه الخاصه خفيه ذلك هو المغزى |
| Sanki bazen görünmez oluyorum. | Open Subtitles | أحياناً أشعر وكأني خفيه |
| Belki görünmez hissetmek iyi birşeydir. | Open Subtitles | ربما الشعور كـ خفيه شيء جيد |
| Burada görünmez top dolaştırıyoruz, İsa aşkına. | Open Subtitles | نحن نمرر كره خفيه بحق المسيح |
| görünmez olmayı reddediyorum, babacığım. | Open Subtitles | ارفض بأن اكون خفيه يا أبي |
| Üç hafta önce görünmez bir kubbe bizi dünyadan ayıracak şekilde Chester's Mill'de ortaya çıktı. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أسابيع، سقطت قبة خفيه على (تشسترز ميل)، تعزلنا عن بقية العالم |
| Vago gizlice polis sertifikasıyla hastaneye alındı. | Open Subtitles | فاجو تم وضعه فى المستشفى بطريقه خفيه بواسطة شهاده طبيه بمعرفة البوليس |
| "iyiliği gizlice yap ki, sadece Yüce Tanrı seni ödüllendirsin." | Open Subtitles | ان نعمل العمل الصالح خفيه من اجل ان يكافئنا الله الذي بالسماء |