| Matematik dersinde arkanda oturan şu inek kız var ya. | Open Subtitles | هاهي تلك الفتاة الحمقاء التي تجلس خلفك في صف الرياضيات |
| Holi'de tam senin arkanda oturuyormuş. | Open Subtitles | إنه نفس الشخص الذي كان يجلس خلفك في الفندق ذلك اليوم |
| Sürekli arkanda olacağız ve elimizden geldiğince seni koruyacağız. | Open Subtitles | ولكننا سنكون خلفك في كل خطوة، وسنستعيدك قدر الإمكان |
| Sekizinci sınıfa giderken, senin arkanda oturmayı severdim çünkü saçların greyfurt gibi kokardı. | Open Subtitles | عندما كنا في الصف الثامن كنت أحب الجلوس خلفك في الماضي لأن شعرك رائحته كالفواكه |
| Müzik sona erdiğinde, aynaya baktığında onu arkanda görebilirsin. | Open Subtitles | عندما تتوقف الموسيقى، سوف ترينه يقف خلفك في المرآة. |
| Isınmaya başladın bile. - Hemen arkanda kamyonette olacağız. | Open Subtitles | نحن سنكون يمينا خلفك في الشاحنة. |
| arkanda gaz maskeli haydutlar var.. Oh aman tanrım | Open Subtitles | خلفك في الكازينو عصابة أقنعة الغاز |
| Ayrıca Cebir dersinde arkanda oturuyordum. | Open Subtitles | والأكثر أهمية أنا جلسة خلفك في الجبر |
| Aman tanrım, Michael Biggs sınıfta arkanda oturduğum o ilk günden beri hep bu anı hayal etmiştim ve hep benim ilk'im olmanı istemiştim. | Open Subtitles | (مايكل بيغز).. منذ أن جلست خلفك في الفصل.. كنت دومًا أحب أن أتخيل بشان تلك اللحظة، وآملت دومًا أن تكون أول شخص ليّ |
| Senin arkanda üçüncü sırada, orada. | Open Subtitles | خلفك في الصف الثالث هناك |
| arkanda. Çantada. | Open Subtitles | انه خلفك في الحقيبة |
| Bu arada, Cebelitarık'ta arkanda bıraktığın defteri merak etme. | Open Subtitles | بالمناسبة، دفتر الملاحظات الذي (تركتهُ خلفك في (جبل طارق |
| Sana söyledim Behrooz, sürekli arkanda olacağız. | Open Subtitles | قلت لك يا (بهروز) سنكون خلفك في كل خطوة |