| Bilemiyorum ama finans geçmişi paravan olabilir. | Open Subtitles | لا أعلم ، لكن أقصد أن خلفيتها المالية يمكن أن تكون مجرد تمويه |
| Anladığımız kadarıyla siyasi geçmişi epey radikal. | Open Subtitles | حسنا مما فهمناه ان خلفيتها السياسية مُتطرفة. |
| John, doktorun mikro patlayıcılarla ilgili bir geçmişi olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | (جون) كان يعلم عن خلفيتها في تصنيع المتفجرات متناهية الصغر |
| -Özel bir dedektif tutup kadının Geçmişini araştırabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا جلب محقق خاص، حفر شيء على خلفيتها. |
| Geçmişini araştır, bulabildiğin kadar pislik bul. | Open Subtitles | أنظرى في خلفيتها أى قذارة يمكنك الحصول عليها |
| Geceleyin geçmişi hakkında biraz bilgi edindik. | Open Subtitles | حصلنا على بعضٍ من خلفيتها ليلة أمـس |
| Birileri onun Geçmişini araştırdı mı acaba? | Open Subtitles | لبدء عاصفة معك أي شخص قام بتفقد خلفيتها ؟ |
| Peki, ben de Robyn ile konuşup onun Geçmişini bir araştıracağım. | Open Subtitles | طيب، وسأتحدث مع روبين لأطلب منها أن تتحرى عن خلفيتها |
| Bu yetenekli ve olağanüstü yetkin çalışanı daha yakından tanısaydık, Geçmişini bilseydik, mesela kahveye davet etseydik, nasıl olurdu? | TED | فإذًا كما نتحدث حول كيف أنه إذا كانت هذه الموظفة ماهرة وتتوفر على شهادات رائعة، فأنت ستفعل المستحيل محاولًا التعرف عليها، وربما دعوتها لاحتساء القهوة، والتعرف على خلفيتها الثقافية. |