| Orada bir milyon içki var. Bir tanesini fark ederler mi sanıyorsun? | Open Subtitles | يوجد مليون زجاجة خمر بالداخل هل تعتقد أنهم سيدركون فقدان زجاجة واحدة؟ |
| Kardeşimle bir kadeh içki içmek, günün bütün yorgunluğunu alır. | Open Subtitles | معاقرة خمر مع أختي تُنسيني دراما سلاسل التحوُّل بأيّ يوم. |
| Ve bundan sonra içtiğin her şarap kedi sidiği gibi gelecek. | Open Subtitles | و الآن أي خمر آخر تشربه في حياتك سيكون سيّء المذاق |
| Bol bol sıvı almalısınız. Çay, kahve ya da daha iyisi şarap. | Open Subtitles | تحتاج لكميه كبيره من السوائل شاي,قهوه أو من الأفضل خمر |
| Joe, odamda biraz viski var. Çabuk getir. | Open Subtitles | جو هناك زجاجة خمر على مكتبى أحضرها بسرعة |
| Bir şeyler içmem gerekti, evinde de hiç alkol yok. | Open Subtitles | بل أحتاج شراباً للنوم, وليس هنالك خمر في منزلك حسناً |
| Ama son olarak ölmeden bir içki içmek isterdim. | Open Subtitles | لكن المشكلة أنّي تمنّيت أن تتسنّى لي معاقرة خمر قبل موتي. |
| Şerifi kızdırmak için taşıdığın içki şişesi duruyor mu? | Open Subtitles | انت معك زجاجة خمر ، التى جعلت الشريف يجن |
| Karım içki şişesiyle tuvalette ve bana göz kırpıyor. | Open Subtitles | إن زوجتى تمسك بزجاجة خمر فى الحمام و تغمز لى بعينها |
| İçki yok, karı yok, hareket yok! | Open Subtitles | ليس هناك خمر ، ليس هناك عاهرات ليس هناك إثارة |
| O kadar gerilim, içki ve morfin Titanic'i bile batırırdı. | Open Subtitles | رد فعل عصبي، خمر و مورفين معا مثل غرق سفينة تايتانيك |
| Fransa'da içki ile ilgili üzücü tatlar aldım. | Open Subtitles | لقد اقتنيت زجاجة خمر ذات طعم رائع من فرنسا |
| Balıkla kırmızı şarap. Bu bana bir şey anlatmalıydı. | Open Subtitles | خمر أحمر مع سمك كان لا بد وأن يدلنى هذا على شىء |
| Sarhoşun biri geldi ve üç şişe şarap istedi. | Open Subtitles | كل مافي الأمر أنهم جاءوا سكارى وطلبوا ثلاثة كؤوس خمر |
| Doktorun raporuna göre, akşam yemeğini müteakiben bir şişe şarap açarak banyo yapmanın sonucu buymuş. | Open Subtitles | إن الفحص الطبي أثبت أنها سكتة قلبية ناشئة عن استحمامٍ بعد وجبة تجرعت المتوفاة أثناءها زجاجة خمر كاملة |
| Sarhoş olmanızı istemem ama içmediğiniz kaliteli bir şarap. | Open Subtitles | لاأريدكم أن تصبحوا مخمورين ولكنه خمر عنب أبيض فاخر جدا الذي لا تشربونه |
| Niye bir şişe viski ve kafamı uçurmak için bir tabanca vermiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تعطيني قارورة خمر... ومسدّسًا يدويًّا لأفجّر به رأسي اللعين هذا؟ |
| Araba kullanmak yok, alkol yok, âlem yapmak yok, uyuşturucu yok seks yok, çalışmak yok, hiçbir şey yapmak yok. | Open Subtitles | لا قياده لا شراب لا خمر لا مخدرات لا جنس لا عمل لا شيئ |
| İki büyük cin, iki büyük bardak buzlu elma şarabı. | Open Subtitles | اثنين جين كبير, اثنين نصف لتر من خمر التفاح مع الثلج عليه |
| Oraya sağ salim varırsak, benden her birinize yarım şişe bira. | Open Subtitles | إذا نجحنا سأعطى لكل واحد منكم نصف زجاجة خمر |
| Billy Dee Williams'ın bir kutu likör içmiş halinden daha iyi hissediyordum. | Open Subtitles | لقد شعرت أنني أفضل من، بيلي دي ويليامز بعد قضية، خمر الشعير |
| "şarap mı?" diye haykırmış, "Ey yüce Tanrım, yine suyu şaraba çevirmişsin." | Open Subtitles | و يصرخ الاشبين: خمر يا الهى لقد فعلها ثانيا |
| Cep telefonuyla pirinç likörü takas etsem sence kaç şişe alabilirim? | Open Subtitles | إذا قايضت الهاتف مقابل خمر الأرز كم زجاجة سيكلف ؟ |
| Bu seninle daha fazla yatmadan önce gece içkisi içmemiz demek ise değil. | Open Subtitles | حسنٌ، ليس كذلك لو عنى مزيداً من الوقت... لاحتساء خمر قبل النوم معك |
| O bir alkolik ve iyileşmesi için 30 gün kalması lazım. | Open Subtitles | إنه مدمن خمر و يجب ان يبقى هنا 30 يوما للعلاج |
| Bu, aşırı derecedeki obez birisinin bana dostum dediği Klasik bir oyuncakçıdan $7,000 ödeyerek yeni aldığı bir apollo yönetim ve ay modülü. | Open Subtitles | . "هذا "أبولو .. القيادة والوحدة لقمرية والتي إشتريتها بـ 7000دولار . من محل ألعاب خمر |
| Yeterince Rom ve votka olup olmadığına bak. | Open Subtitles | وتاكدي من لدينا مايكفي من خمر فودكا و الرام |
| - Tüm odalarda aynı. İçkiye ulaşmayı zorlaştırmak istiyorlar gibi değil. | Open Subtitles | إنها ليست مثل أنهم يريدون جعلها من الصعب الوصول إلى خمر |