| Bana şu anda ihanet ederek onların hayrına hareket etmiş olabilirsin. | Open Subtitles | ربما قد تكون خدمتك لمصلحتهم أفضل من خيانتي في هذه اللحظة |
| Benim cömert teklifimi kabul ederken, bana ihanet etmeye çalışıyordun. | Open Subtitles | ووافقتي على عرضي السخي وكل هذا وأنت تحاولين خيانتي خيانتك؟ |
| Hayatta kalmak istiyorsan zamanı geldiğinde bana ihanet etmen gerekecek. | Open Subtitles | إن أردت البقاء حيًا فعليك خيانتي في وقت ما |
| Tam da bedenimi korumak için bir söz vermişken işlevsiz bir organım olan apandis tarafından ihanete uğradım. | Open Subtitles | عندما أضع التزاماً لأحافظ على جسدي يتم خيانتي من قِبل زائدتي عضو بلا وظيفة |
| Kendi insanlarım tarafından ihanete uğradım. | Open Subtitles | انا كنتُ عميلاً سرياً تمت خيانتي من اقرب الناس لي |
| Bugün ihanete uğradığım, avlandığım dondurucuya hapsedildiğim, aynı uçaktan iki kere atıldığım düşünülürse.. | Open Subtitles | حسناً إذا أخذنا بالإعتبار أنه تمت خيانتي اليوم وإصطيادي تم حبسي في مبردة اُقعلت من ذات الطائرة مرتين |
| Ama bana ihanet edecek olsaydın çok daha önce yapardın. | Open Subtitles | لكن إن كنت تنوي خيانتي كنت فعلتها منذ زمن |
| Eğer sana ihanet edeceksem, bunun bedelini de ödemeliydim. | Open Subtitles | تلك هي خيانتي لك وإرادتي للمعاناة من أجل دفع الثمن |
| Ve kendi aileme ihanet etmiş duruma düştüm | Open Subtitles | و فوق كل هذا , تمت خيانتي من عائلتي بالكامل |
| Sizlerin tek yaptığı bana ihanet etmek ve işte yine yapıyorsun. | Open Subtitles | كلّ ما فعلتموه كان خيانتي وها أنتم تعيدون الكرّة |
| Evine git ve bu da bana ihanet edenler için bir ders olsun. | Open Subtitles | عودوا إلى المنزل الآن, ودع هذا يكون درسا لأولئك الذين يودون خيانتي. |
| Bu da bana ihanet edenler için bir ders olsun. | Open Subtitles | ودع هذا يكون درسا لأولئك الذين يودون خيانتي. |
| Bir gün için yeterince ihanete uğradım. | Open Subtitles | لقد تم خيانتي بما فيه الكافية لهذا اليوم |
| Ben ihanete uğramadan önce burası evrenin merkezi olacaktı. | Open Subtitles | كان يفترض أن يكون هذا مركز العالم قبل أن تتم خيانتي |
| Ben ihanete uğramadan önce burası evrenin merkezi olacaktı. | Open Subtitles | كان من المقرر أن يكون هذا مركز العالم قبل أن تتم خيانتي |
| Başından beri ihanete uğradım ve aldatıldım. | Open Subtitles | لقد خُدعت وتمت خيانتي منذ البداية |
| En güvendiklerim tarafından ihanete uğradım. | Open Subtitles | تمت خيانتي من جانب الذين أثق فيهم |
| İlk duygusu olan gurur, onu bana ihanete götürdü. | Open Subtitles | شعورها الأوّل الغرور دفعها إلى خيانتي. |
| Bak, ben kimseyi aldatmadım ama aldatıldım ya da başkasını aldatmak için kullanıldım. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن قمت بالخيانة، أو تمت خيانتي أو تمت الخيانة معي |
| Küçük ihanetime değinmedin bile. | Open Subtitles | سوف تثقين بي؟ ! أنتِ حتى لم تذكري خيانتي لكِ |
| Örgüt ihanetimden dolayı hüküm uygulayıcılarını mı yolladı? | Open Subtitles | منفذو القاعدة ارسلوا من قبل المنظمة لقتلي بسبب خيانتي ؟ |
| Beni aldatabilirsin ve en nefret ettiğim adamla yurt dışına gidebilirsin. | Open Subtitles | تستطيعين خيانتي والسفر للخارج برفقة اكثر رجلا اكرهه |
| Ona ihanet ettiğim için beni lanetledi. | Open Subtitles | لقد لعنتني بسبب خيانتي لها. |