| Şimdilik, elimizde bir ipucu yok ama en iyi adamlarımız bunu araştırıyor. | Open Subtitles | حتى الآن ليس لدينا أي خيوط ولكن يعمل أفضل رجالنا على الأمر |
| İpuçları,şüpheliler,anormal gözüken birileri. | Open Subtitles | ما الذي نبحث عنه؟ اي خيوط ، مشتبهين اي شي لا يبدو طبيعي |
| Bu iplikler nesiller boyu kimono için iplik üreten makinelerle makineler ile aynı makinede üretildi. | TED | صُنعت هذه الخيوط في نفس الآلات التي كانت تصنع خيوط الكيمونو لأجيال. |
| Ama sen de daha fazla ip çalıp buradaki kelimeyi tamamlamalısın. | Open Subtitles | حسنًا لكن عليكِ أن تسرقي خيوط أكثر و أن تنهي الكلمة |
| Çünkü örümcek ağı beni delirtiyordu. Örümcek ağını koyduğum yerden geri alamıyordum. | TED | لأن خيوط العنكبوت دفعتني إلى الجنون لأني لم أستطع التلاعب بحركتها. |
| Ve böylece dahice dalavarenizi gerçekleştirmeye koyuldunuz aldatmacanızın çetrefilli ağlarını işlediğiniz cinayeti evin masum sakinlerinden biri siz orada değilken işlemiş gibi gösterecek şekilde ördünüz. | Open Subtitles | ولذا فقد مارست عملك المبدع فى نسج خيوط عملية الخداع التى ستجعل الجريمه التى ارتكبتها |
| 56'lık kenevir ipi, dört şişe cin... | Open Subtitles | احتاج الى 500 قدم من خيوط القنب على شكل لفتان |
| Ya doğrudur söyleyeceğim ya da şu kafam bulamaz oldu ipuçlarını eskisi gibi. | Open Subtitles | واكبر اعتقدي.. والا لاتهمت عقلي هذا بانه لم يعد قادرا على تتبع خيوط السياسة بنفس دقة التى كانت له من قبل |
| Yani elimizde bir dolu ipucu var ama net bir delil yok. | TED | إذن لدينا ملف مليء بالأدلة لكن من دون خيوط ناظمة. |
| Yeni bir ipucu ya da şüpheli olmadığını söylemek bana acı veriyor. | Open Subtitles | ويؤلمني حين أخبرها ليس هناك خيوط لا مشتبه ولا شيء |
| Dinleyin, elimizde elle tutulur ipuçları yok ve güvenilirlikleri az. | Open Subtitles | اسمعوا, ليست لدينا خيوط ملموسة والثقة ليست جيدة |
| Kenara çekilin bayan. İpuçları kendi kendilerini bulamaz. | Open Subtitles | تنحي جانباً يا سيدتي لابد أن نبحث عن خيوط الجريمه |
| Harika. Değersiz bir ev ve bozuk bir iplik fabrikası. | Open Subtitles | عظيم، آي بيت عديم القيمة ومصنع خيوط مُعطل |
| Siparişleri karşılamak için yeterince iplik yapabiliriz. | Open Subtitles | لو عملنا بسرعة سنصنع خيوط تكفي لتلبية طلباتنا |
| İp ucu yok. Dün gece bakana kadar - Mm-hm? | Open Subtitles | لا توجد خيوط عدى أنني مررت بالمعلومات ليلة أمس وهذا يثير جنون زوجتي |
| Bir şairin sanatı örümcek ağı kadar sağlam ve ince bir şeye bağlıdır. | Open Subtitles | إن موهبة الشاعر تستند على شئ رفيع و رقيق مثل خيوط العناكب |
| Hafızamdaki örümcek ağlarını temizlemeye çalıştığım söylenebilir. | Open Subtitles | وهكذا ,فربما يمكنك القول أنني أحاول أن أزيل بعض خيوط العنكبوت من علي ذاكرتي |
| Ecza dolabındaki en tehlikeli şey diş ipi. | Open Subtitles | وكذلك غرفة النوم أكثر الأشياء خطورة بخزانة أدويته هي خيوط الأسنان |
| Başka ipuçlarını kovalamak için izleme ekibimi geri çektiler. | Open Subtitles | لذا قاموا بسحب فرق المراقبة لتتبع خيوط أخرى. |
| Demek istiyor ki avuç içi yağlı... ve bir kaç tel çekmiş. | Open Subtitles | لا إنها تعني أنها شحمت بضع راحات و سحبت بضع خيوط |
| Afrika'ya ait bir söz var, "örümcek ağları bir araya geldiğinde, bir aslanı bile tutabilir." | TED | وهناك مثل افريقي قديم يقول عندما تتوحد خيوط شبكة العنكبوت يمكنها أن تأسر الاسد بذاته |
| Hiçbir ipucunuz da yok. Zamanımız daraIıyor. | Open Subtitles | وليس لديكم اي خيوط للقضية وبدأ الوقت ينفد |
| Bu yeni Glide diş ipini denemelisin . Harika. | Open Subtitles | عليك تجربة خيوط الأسنان الجديدة هذه، إنها رائعة |
| Yani, henüz ceket dışında hiç bir ipucumuz yok. | Open Subtitles | الذى أعلم أن أبنى لا يوجد فيه؟ ليس لدينا خيوط أدلة بجانب هذا المعطف |
| benim pozisyonum bu durumda... chakra iplerini kesti. | Open Subtitles | سيجد مكاني في هذه الحالة لقد قطع خيوط التشاكرا |