| İnsanları kıracak şekilde nasıl konuşulacağına dair ders alıyor herhalde. | Open Subtitles | لابد من أنه تلقى دروساً عن طريقة الحديث بأسلوب مؤذٍ |
| Bilmem ki, hapiste ders veriyorum ve sen de var mısın diye bakınıyorum. | Open Subtitles | ،لا أعلم، انا أعطي دروساً فى السجن لذا فا انا أبقي عينى عليك |
| Peki ne yapmam lazım? İnsanlara ders verici bir şey anlatmalısın. Dünya çapında yaptığın seyahatlerde bu kabilelerden öğrendiklerini... | TED | لكن ما تحتاج الى القيام به هو ان تقوم بتعليم الناس دروساً الدروس التي تعلمتها في أسفارك حول العالم مع تلك القبائل. |
| Okul notlarına göre, tek bir müzik dersi bile almamış. | Open Subtitles | أستناداً لسجله المدرسي هو لم يأخذ دروساً في الموسيقى أبداً |
| Babamdan paten dersi istemeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكّر في أن أطلب من والدي أن يعطيني دروساً في التزلّج. |
| - Marni Hunter'a tırmanma dersleri verdiğinizi gösteren kredi kartları extreleri var. | Open Subtitles | لدينا ايصالات بطاقة ائتمانية تظهر بانك أعطيت مارني هانتر دروساً في التسلق |
| Şirkette iki yıldır çalışan şu George Clair, kesinlikle profesyonel bir golfçüden gizli dersler alıyordur. | Open Subtitles | كان مع المؤسسة منذ سنتين وكان واضحاً أنه يتلقى دروساً من لاعب غولف محترف |
| İyi insanlar ders alır kötülerse daha da kötü olur. | Open Subtitles | إنه يعلم الصالحين دروساً لكنه يزيد الفاسدين سوءاً .. |
| Bu akşamdan ders çıkar tatlım birinci ders annenize şüpheleri konusunda güvenmeniz. | Open Subtitles | إنك تتعلمين دروساً الليلة، وأحدها هو أن تحسني الظن بأمك دائماً |
| Smallville Kamu Koleji'nden ders alıyormuş Smallville Lisesi'nden ders aldığı aynı vakitte. | Open Subtitles | كان يتلقى دروساً بكلية سمولفيل الجامعية بنفس فترة تواجدة بثانوية سمولفيل |
| Umarım, cinsel taciz kanunları konusunda ders almışsındır. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون أخذت دروساً بقوانين التحرش الجنسي |
| Carl Mittendorf Atwood'dan ders mi alıyordu? | Open Subtitles | إذا فقد أخذ كارل متيوندروف دروساً من أتوود؟ |
| Sen de yardım edebilirsin. Geçen yaz şu kaptan sana ders vermemiş miydi? | Open Subtitles | ألم يُعطك ذلك الربّان دروساً الصيف الماضي ؟ |
| Birkaç ders aldım. Korkularla yüzleşmek filan, böyle şeyler. | Open Subtitles | نعم، فأخذت دروساً لمواجهة الخوف من الطيران |
| Savunma dersi aldım, milyonlarca kadın gibi. | Open Subtitles | أخذت دروساً في الدفاع عن النفس، كحال ملايين النساء |
| Kız kardeşime, eğer kızlardan biri müzik dersi almak isterse bunu ben ödeyeceğim dedim. | Open Subtitles | أخبرتُ أخواتي أنه لو أرادت أي بنت أن تأخذ دروساً موسيقية سأتولى ذلك الأمر |
| Oyunculuk dersi alsam daha kolay olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألن يكون أسهل لو أنني اخذت دروساً في التمثيل؟ |
| Gezilere çıkacağımız, dans dersleri alacağımız yeniden aşık olacağımız zamanlar olacağını söylemesi. | Open Subtitles | سيكون لدينا الوقت لنسافر, سيكون لدينا الوقت لنأخذ دروساً في الرقص, سيكون.. |
| Sonra bir gün, sonradan biyoğrafisinde anlattığına göre, Tanrı ona diksiyon dersleri almasını söyledi, ve bütün hayatı değişti. | Open Subtitles | يوماً ما، أخبرت كاتبها الشخصي أن صوتاً من الرب أخبرها أن تأخذ دروساً في اسلوب الإلقاء.. حياتها بالكامل تغيّرت! |
| Baban hakkında çok şeyler söyledi. Bale dersleri mi alıyorsun? | Open Subtitles | لقد أخبرني والدك بالكثير عنكِ، هل تأخذين دروساً بالباليه؟ |
| Savaş meydanında takım çalışması konusunda hayati dersler alınmıştı. | Open Subtitles | وتعلموا دروساً حيوية حول العمل الجماعي في ميدان المعركة. |
| Ve rakipleri bir sahne sanatları okulu yani derslere bile girmiyorlar akrobatlar ve cambazlar gibiler. | Open Subtitles | وهم أيضاً يقابلون مدرسة الفنون المسرحية حيث أنهم حتى لا يأخذوا دروساً وجميعهم يبدون كالبهلوانيين و ألعاب الحيل |
| Öyle ki, portremi çizebilmek uğruna belediyenin resim kursuna katılacak kadar işi ileri götürdü. | Open Subtitles | حتى إنها تلقت دروساً في الرسم , لب الموضوع أنها أرادت أن ترسم صوراً لي |
| Bu meclisin, tarih dersine ihtiyacı yok, kraliçem. | Open Subtitles | إنها متطلبات الغرفة لا دروساً في التاريخ .. ملكتي |
| Amerika'ya gelme sebebim Kazakistan için bir şeyler öğrenmekti. | Open Subtitles | اتيت لامريكا لاتعلم دروساً ل كازخستان |