| Gelecek 14 dakika içinde yada her neyse, bir şeyler hissedebilir misiniz? | TED | في ال14 دقيقة القادمة .. او ما بقي من المحادثة إشعروا بالأشياء |
| dedim Önceden 20 dakika bu insanlara karşı hakaret yasası hakkında konuşmuştum. | TED | كما تعرفون، لقد كنت أشرح لهم حول قانون التشهير لمدة 20 دقيقة. |
| Ama yüklenici savunucusu olarak 30 dakika çalışmanın ardından, çok geçmeden sanal alem hakkındaki fikrimin birazı aklıma geldi. | TED | ولكن بعد 30 دقيقة من العمل كمقاول دفاع، علمت فورا أن فكرتي عن السيبرانية كانت إلى حد ما خاطئة. |
| Mars’ta bir gün hemen hemen Dünya’daki bir gün artı 39 dakika kadar. | TED | و طول اليوم في المريخ يساوي طول اليوم على الأرض، زائدا 39 دقيقة. |
| Herhangi bir zamanda Wikipedia mutlak yıkımdan yaklaşık 45 dakika uzakta. | TED | في كل الأوقات، ويكيبيديا تقريباً 45 دقيقة بعيدا عن التدمير التام. |
| Bu odada Edi ve Büdü'yle bir dakika daha kalmaya tahammül edemem. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل الجلوس دقيقة اخرى في هذه الغرفة مع هذان الاثنان |
| Bir dakika sonra köprücük kemiğim sonsuza kadar yok olacak. | Open Subtitles | دقيقة آخرى , وعظمة الترقوة خاصتى ستكون ضاعت إلى الأبد |
| Ne kadar erken olursa o kadar iyi. 15 dakika. | Open Subtitles | الآن؟ كلما ابكرنا كان افضل, لنقل بعد 15 دقيقة, حسنا |
| Akşam yemeği 15 dakika içinde hazır olacak, efendim. Teşekkür ederim, Leakin. | Open Subtitles | العشاء سيكون جاهزا فى خلال 15 دقيقة يا سيدتى شكرا يا ليكن |
| Merak etme. Fazladan bir dakika bile oyalanmayacağım. Haydi hayırlısı. | Open Subtitles | لا تقلقي لن استغرق دقيقة اكثر مما يلزم افسح الطريق |
| Bu da sekiz saat 20 dakika eder. Kahve molalarıyla beraber 10 saat. | Open Subtitles | هذا سيأخذ منا ثمان ساعات و عشرين دقيقة عشر ساعات مع إستراحات للقهوة |
| Bu adamı bir dakika daha dinlersek inandığımız her şey çökecek. | Open Subtitles | لو سمعنا لهذا الرجل دقيقة أخرى لن يبقى لنا ما نسأله |
| Seninle bir dakika daha yaşayamam. Ortada hiç sevgi kalmadı. | Open Subtitles | لا يمكننى العيش معك دقيقة اخرى لم يتبق هناك حب |
| Düşünsene, sadece bir dakika önce yanında durmuş, siyah düğmelerine bakıyordum. | Open Subtitles | تخيل فقط، منذ دقيقة مضت وقفت بجانبه ونظرت إلى أزراره السوداء. |
| Eğer bir dakika içinde sen de dışarı gelmezsen... buraya dönmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | و لو لم تخرج خلال دقيقة واحدة سيكون عليّ أن أعود إلى هنا |
| Ve bunu yapmak için 13 dakikam kaldığından, bu biraz hızlıca olacak. | TED | وعلماً بأن لديّ 13 دقيقة لفعل ذلك، سيكون هذا نوعاً ما سريع. |
| Orada onyedi dakikan daha var, ondan sonra şu köpekbalığını arayacağız. | Open Subtitles | لديك 17 دقيقة زيادة كى نذهب ونلقى نظرة على هذا القرش |
| 12:30'da temasa geçmeye çalışacağım ve ondan sonraki her 15 dakikada bir. | Open Subtitles | على رحلة رقم1055. سأحاول الأتصال في 12.30 وكل 15 دقيقة بعد ذلك |
| 2008 yılında, 20 saniye kadar uçmuştu, bir yıl sonra iki dakikaya, sonra altı dakikaya, ve nihayet 11 dakikaya kadar uçabildi. | TED | في عام 2008، قامت بالتحليق لفترة مذهلة بلغت 20 ثانية، وبعد عام، حلقت لمدة دقيقتين، ثم ستة، حتى وصلت الى 11 دقيقة. |
| Bu toplantılar bu etkiyi 20 dakikadan az sürse de yarattılar. | TED | و كان لهذه الاجتماعات تأثير حين تدوم أقل من 20 دقيقة. |
| Giriş kartı bende. Uyuşturucu etkisini kaybetmeden önce 30 dakikamız var. | Open Subtitles | وجدت بطاقة الدخول, لدينا 30 دقيقة حتى يزول مفعول السهام المهدئة |
| Andromeda'nın kontrol yeteneğini onarmak ve kendi geminize dönmek için 15 dakikanız var. | Open Subtitles | لديكم 50 دقيقة لاسترجاع قدرة الأندروميدا على التحكُّم و تنسحبون إلى مركبتكم الخاصة |
| Birazdan Bayan Clarke ve nişanlısı Bay Nickie Ferrante ile tanışacağız. | Open Subtitles | خلال دقيقة ، سنلتقى مع الأنسة كلارك وخطيبها السيد، نيكى فيرانتى |
| Hepinizden olduğunuz yerde kalmanızı istiyorum. Her an yardım gelebilir. | Open Subtitles | أريدكم أن تبقوا فى أماكنكم ستصل النجدة فى أى دقيقة |
| 20 dakikadır şiddetli göğüs ağrım, baş dönmesi nefes darlığı var. | Open Subtitles | كان لدي 20 دقيقة من ألم الصدر الحادّ الغثيان، ضيق التنفّس |
| 45 dakikalığına hayalimi gerçekleştirdim ama sonra bir anormallik ortaya çıktı. | Open Subtitles | لمدة 45 دقيقة , محققاُ حلم حياتى, ثم كان هناك شذوذ. |
| Yani harita coğrafi olarak doğru ama pek kullanışlı değildi. | TED | لذلك كانت الخريطة دقيقة جغرافيًا لكن ربما لم تكن مفيدة. |
| Polisi arayan kişinin ortaya çıkmak için 1 dakikası var. | Open Subtitles | اٍن الرجل الذى اٍتصل بالشرطة لديه دقيقة واحدة ليعرف نفسه |