Bu şirketi, kamuoyu önünde ifşa edebilecek sağlam kanıtlara sahip olup olmadığını bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أعرف لو أن لديها أيّ دليل قوي قد يفضح هذه الشركة |
Ama gerçekten sağlam kanıtlara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكننا في حاجة إلى دليل قوي حقيقي |
Yani, ...şüphelimiz yok, Elle tutulur bir kanıtımız yok, ...hiçbir şey yok. | Open Subtitles | اذن ليس لدينا متهمين وليس لدينا دليل قوي ليس لدينا شيء |
Savcı da sağlam delil olmadan dava açmaz. | Open Subtitles | والمدعي العام لن يرفع دعوى قضائية من دون دليل قوي |
Bağlantılı olduğunu öne süren güçlü kanıtlar var yani demek oluyor ki tehlikeli birisi. | Open Subtitles | هناك دليل قوي على أنه كان متورط, بما يعني أنه خطر |
Elimizde o panoda yer alanların hiçbiri hakkında sağlam bir kanıt bulunduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أننا نمتك أي دليل قوي ضد أي شخص على هذه اللوحة ماذا تقول يا (ريتشي)؟ |
Gelişmeleri bildirmek istedim. Suikaste yönelik sağlam bir ipucumuz var. | Open Subtitles | أردت إخبارك أننا لدينا دليل قوي على القاتلة |
İşte bu yüzden sağlam kanıtlara ihtiyacım var. | Open Subtitles | و لهذا السبب أحتاج الى دليل قوي |
Elinizde Elle tutulur kanıtınız yok. | Open Subtitles | ليس لديك دليل قوي. |
Büro amiri, sağlam delil olmaksızın Voight'ın ekibinin Keeler'a dokunmasına müsaade etmiyor. | Open Subtitles | رئيس المكتب لن يجعل وحدة (فوتز) تلمس (كيلر) بدون دليل قوي |
Philip'in aslında onun peşinde olduğunu kanıtlayacak güçlü kanıtlar bulmak için plan yapmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نفكر بخطة سوف توفر لنا دليل قوي لإثبات الأمر |
Dünya'daki yaşamın 3,8 milyar yıl önce başladığına dair güçlü kanıtlar var. | Open Subtitles | يوجدُ دليل قوي أن الحياة على الأرض بدأت قبل حوالي 3.8 مليار سنة, |
Bu da sana sağlam bir kanıt verdi. | Open Subtitles | وهذا ما شكل دليل قوي عندك |
Bu katıksız ve sağlam bir kanıt. | Open Subtitles | فهذا دليل قوي وثابت. |
Ama sağlam bir kanıt olmadan Armstrong'un peşinden giderseniz ki bu benim yasal tavsiyemdir işleri patronunuz için daha kötü hale getirebilirsiniz. | Open Subtitles | (ولكن السعي خلف (أرمسترونغ بدون دليل قوي وهذة نصيحتي بناء علي خبرتي ستفعلون أشياء أسوأ بكثير من رئيستكم |
Yeterli bir kanıtımız yok, ve bu arkadaşıma mal oldu ki çok arkadaşım yok. | Open Subtitles | فليس لدينا أي دليل قوي ، والآن لقد كلفني ذلك أحد الأصدقاء ، وليس لدي الكثير من هؤلاء أيضا إما. حسنا ، تعود على ذلك. |
Rusya Büyükelçiliği'nde sağlam bir ipucumuz var. | Open Subtitles | لدينا دليل قوي بشأن أمر السفارة الروسية |