| Bilirsiniz, eğer günde 1 dolar ya da 2 dolardan az kazanırsanız falan. | TED | أي إن كنت تكسب دولاراً واحداً في اليوم، أو ربما دولارين في اليوم. |
| Bir gün çalışarak iki dolar kazanmak isteyen var mı? | Open Subtitles | أيود أحدكم العمل معي بأجرة دولارين في اليوم؟ ما الأمر؟ |
| Dallas, Texas'da, sekiz yaşındakilere, okudukları her kitap için 2 dolar öneren bir program var. | TED | في دالاس، تكساس، لديهم برنامج يعرض دولارين للتلميذ ذا الثمان سنوات لكل كتاب يقرأوه. |
| Mantar diye iki dolara Trüf mantarı diye beş dolara satarsın. | Open Subtitles | ان قلت فطرا فكلفته دولارين ان قلت كمأة كلفته 5 دولارات |
| Bu 8 milyar; 2 dolar 49 sente iner ki bu devletin bir öğle yemeği için ayırdığı miktar. | TED | هذه الثمانية بلايين انخفضت الى دولارين و تسعة وأربعون سنتاً هذا ما تخصصه الحكومة للغداء |
| bu piyangonun beklenen değeri 2 dolar; bu piyangoya para yatırmalısınız. | TED | أن القيمة المتوقعة من هذا اليانصيب هي دولارين. هذا هو اليانصيب الذي ستقومون بإستثمار أموالكم فيه. |
| günde iki dolar kazanıyor, bir eğitim fonu oluşturuyor, ve evlenmeyeceğini ve çocuk yapmayacağını söyledi, bu şeyler tamamlanana kadar. | TED | إنها تجني حوالي دولارين يومياً، تنشئ صندوقاً للتعليم، وأخبرتني بأنها لن تتزوج أو تنجب أطفالاً حتى تستكمل هذه الأشياء. |
| Bu odaların gecesi 2 dolar. | Open Subtitles | هذه الكابينة تكلف دولارين لليلة أسف لأن أخبرك ذلك زوجتى العزيزة |
| Hep cebinde iki dolar, yedi senti olan birkaç avanağı alıyorlar. | Open Subtitles | دائما تأتي بشخص ما ذو دولارين وسبعة سنت في جيبه |
| 2 dolar üyelik ücreti, 2 dolar da bu ayın aidatı. | Open Subtitles | دولارين رسم دخول دولارين لمستحقات هذا الشهر |
| Aracınızı kiralamak istiyorum. Saati 2 dolar. | Open Subtitles | سيكلفك هذا دولارين بالساعة, عدا عن البنزين |
| Hepsini bitiremeyeceğine dair bir dolar koyarım, iki dolar alırım. | Open Subtitles | أراهنك بدولار أنه لن ينجح فى إلتهام خمسين بيضة وسأحصل على دولارين |
| Eğer sürekli kalmayacaksanız günlüğü 2 dolar | Open Subtitles | ثمان دولارات للأسبوع الواحد دولارين لكل يوم. إذا لم تكن مستقرا |
| Bu sefer param var dostum. Hem de 2 dolar. Bu para bir boka yaramaz. | Open Subtitles | حصلت على المال هذه المرة يا رجل, حصلت على دولارين |
| Bence harçlığım 2 dolar olmalı dedim. | Open Subtitles | لقد قلت، إننى أعتقد أنه يجب أن يصبحا دولارين |
| 2 dolar harcamak istemiyorum. Sadece doğru yap. | Open Subtitles | لا اريد أن اهدر دولارين افعليها بشكل صحيح فقط |
| Bedava yiyecek ürünlerinden iki dolara alınabilen yemek kuponlarına geçiş yaptılar. | TED | وبدّلوا السلع الغذائية المجانية إلى أغذية بكوبونات تكلف دولارين. |
| Bilmiyorum farkında mısınz? Cep telefonunuzdan 411'i aradığınızda, bu size 2 dolara mal oluyor. | TED | لا اعلم اذا كنتم قد لاحظتم هذا. عندما تتصلون بالرقم 411 من هاتفكم النقال يحتسبون عليك دولارين |
| Hala bikaç papel kaldı Dondurma istermisin? | Open Subtitles | ما زال لدي دولارين, أتريد أن تشتري آيس كريم الآن؟ |
| Aslında değil, çünkü ilk 2 doları ben koymuştum. | Open Subtitles | لكن ليس كله صحيحا لقد وضعت أول دولارين من جيبي |
| Bir fiyatına iki tane. | Open Subtitles | دولارين للواحدة |