Bana 200 dolar verirken yaptığın şey hayatımda bana yapılan en güzel şeydi. | Open Subtitles | ما فعلتيه، عندما أعطيتني الـ200 دولار كان ذلك ألطف شيئاً قدمه لي أحد بحياتي |
Bir adam uğradı ve bana 100 dolar verdi. Gazeteyi okumuş da. | Open Subtitles | أحدهم مر بقربي، و أعطاني مئة دولار كان قد قرأ المقال في المجلة |
Zokayı yutman için tek gereken 6 bin dolar sözü vermemdi. | Open Subtitles | والوعد بـ 6 آلاف دولار كان كافياً لخداعك. |
Ama düşünün, 5.000 dolarlık teklifin palavra olduğunu öğrensem... ne denli sikilirim. | Open Subtitles | ولكن تخيل مدى ارتباكى عندما سمعت بأن عرض ال 5000 دولار كان مجرد هراء |
Bu, korumak için tutulduğumu bildiği 12 milyon dolarlık çalıntı bir resim. | Open Subtitles | هذه لوحة مسروقة ثمنها 12 مليون دولار كان يعلم بأنه تم تعييني لحمايتها |
Bir keresinde 200 dolar kazandım. | Open Subtitles | ذات مرة ربحت 200 دولار كان هذا منذ 11 سنة |
Buradaki bir gerçek sizi şaşırtabilir: 413 milyar dolar. 413 milyar dolar, geçen yıl, gelişmekte olan ülkelere göçmenler tarafından gönderilen para miktarı. | TED | إليكم حقيقة تدعو للدهشة: 413 مليار دولار 413 مليار دولار كان حجم الحوالات المالية السنة الفائتة بفضل المهاجرين من البلدان النامية |
Olayları görüş şeklini değiştirdi... çünkü şimdi bokun içinde 60 dolarlık banknot var... ve 60 dolar için elini bokun içine sokmak istiyor... ve buda tüm parasını nasıl geri aldığını açıklıyor! | Open Subtitles | غيّر الطريقة بالوضع الذي يراه... لأنّه الآن أصبح هناك 60 دولار في القذارة... ولأجل 60 دولار كان راغب في غرس يده فيه... |
Tarzan, Gilligan, hatta altı milyon dolarlık adam bile onda yakalanıyordu. | Open Subtitles | " طرازان " " قيلاقان " حتى رجل الستة مليون دولار كان قمر بها عاجلاَ أو آجلاَ |
Biliyorum ama iki milyon dolarlık çeki başka biri alsa, bugün işe gelmezdi. | Open Subtitles | أعرف ذلك، لكن كان أيّ شخص آخر حصل على صك بمليوني دولار... كان ليأخذ اليوم إجازة على الأرجح. |