Partide aldığı birşeyler olmalı. Hayır. DTC bir parti uyuşturucusu değildir. | Open Subtitles | -لا إن (دي تي سي) ليس مخدراً يستخدم في الحفلات |
Arkadaşınız, Dickie Pep size geçen perşembe 15 mililitre DTC sattığını söylüyor. | Open Subtitles | إن صديقك (ديكي بيب) يقول أنه قد أعطاك 15 مليميترا من الـ (دي تي سي) -في الثلاثاء الماضي |
DTC içeren şırıngalar arabada bulundu. | Open Subtitles | تلك الحقن التي وجدت في السيارة تحتوي على الـ (دي تي سي) |
Ucuz, kullanımı kolay olan malzemelere yoğunlaşmaları gerektiğini biliyorlardı ve DDT kullanımı üzerine yoğunlaşıldı. | TED | فاستعملوا أدواتٍ منخفضة الكلفة وسهلة الاستخدام وخاصةً مبيد الحشرات دي دي تي |
Mektup, Carson'un DDT'yi araştırmak için ihtiyaç duyduğu şeydi. | TED | دفعت الرسالة كارسون لتَتحرّى في أمر الدي دي تي. |
Yüksek seviyede etilen diamino tetraasetik asit çıktı. | Open Subtitles | وَجدَ مستوى عالي مستويات إي دي تي أي. |
1997 yılında Brime'da bir davada, suç mahalli hazırlanması kanda etilen diamino tetraasetik asit varmış ve soruşturma memuru... | Open Subtitles | - 1997 حالة في Brime، مشهد الجريمةِ المُنَظَّمِ بدمِّ إي دي تي أي - تَحرّي الضابطِ... |
Buna ve diğer aksiliklere rağmen, ABD Tarım Bakanlığı ve kimya şirketleri DDT'nin faydalarını övdü. | TED | على الرغم من هذا وحوادث أخرى، أشادت وزارة الزراعة الأمريكية وشركات الكيماويات بفوائد الدي دي تي. |
DDT'ye maruz kalmanın, gelecek nesiller için bilinmeyen sonuçları olan genlerin yapısını değiştirebileceğini ileri sürdü. | TED | كما أفادت أنّ التعرض للدي دي تي قد يشوّه التركيبة الجينية، مع عواقب مجهولة للأجيال المقبلة. |