"ذقنها" - Traduction Arabe en Turc

• çenesinin
• Çenesini
• çenesine
• çenesinde
• çenesinden

Güverte korkulukları, onun çenesinin 10 cm altına kadar geliyor.
الدرابزين على سطح المركب وصل إلى أربع بوصات تحت ذقنها.

Bir sürü başka şey yerine, tellere asılırdı ve kemanı çenesinin altına dayardı.
التقطت أوتارها من بين كثير من الأشياء... وثبتته على ذقنها...

Kemanı çenesinin altına dayardı.
ثبتته على ذقنها

Patenle kayarken Çenesini ikinci kez kırmış.
قامت بجرح ذقنها والمرة الثانية تزحلقت عليه.

Ama 1982 yılındaydı ve kuş tüyü şeklindeki saçlarım Çenesini gıdıklamıştı.
لكن كان هذا في عام 1982... و قطع من تصفيفة شعري... "النورس " كانت تدغدغ ذقنها

Karımın yeni çenesine harcadığı 6000.
وهذه الكلفة ذاتها التي صرفتها زوجتي على ذقنها الجديد

Eğer bana birkaç yüz yıl önce, çenesinde sakal olan bir kadınla birlikte olacağımı söyleseydin.
أذا قلت لي قبل مئتي عام بأنك ذات يو ستواعد امرأه لديها شعيرات في ذقنها

çenesinden aşağıya kusmuk akmakta ve çok kötü kokmaktadır.
و كان هناك قيء يسيل إلى ذقنها, و كانت رائحته سيئة حقا

Ve elini çenesinin altına koyar, öyle uyurdu.
وهي تنام ويدّها فوق ذقنها.

Lilly'nin, uzun sarı saçları ve çenesinin altıda gözyaşına benzer doğum lekesi var.
ولديها وحمةٌ تحت ذقنها كأنه دمعة...

Erkek kıyafetleri giymiş, çenesinin altıda da doğum lekesi var.
ولها وحمةٌ تحت ذقنها

İşte, çenesinin altında.
هنا,تحت ذقنها

Çenesini de sevmelisin.
و قم بحك ذقنها المكسو بالفغو

Çenesini de.
...و ذقنها

Bu kan çenesine doğru akmış.
وهذا الدم يسير إلى أعلى ذقنها

Sabit çenesine bayıldım.
أحب هيئة ذقنها

Evet. Ama çenesinde bir beni var.
نعم، ولكن لديها شامة على ذقنها.

- Soluk, yeşil gözlü, çenesinde bir yara izi.
-شاحبة, بعينين خضراوي اللون -وندبة على ذقنها -وسيتبع ذلك بكلِ شرف" "

Kadın çenesinden olduğu ameliyatın 6. ay kontrolüne gelmişti.
كانت المرأة آتية لفحص دوري على نسيج ذقنها

Onun çenesinden et beni çıkıyor.
الشّعر الذّي يخرج من الشّامة الموجودة على ذقنها.