| Gezmeyi sevdiğini söylemişti. Asla bir barda çok uzun kalmazmış. | Open Subtitles | لقد ذكر بأنه يحبّ الإنتقال و لا يبقى بنفس الحانة لفترة طويلة |
| Pekala, rahat uyuyamadığını söylemişti. | Open Subtitles | حسناً، لقد ذكر بأنه يعاني مشاكلاً في النوم |
| - Bana şehir merkezine ineceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد ذكر بأنه متوجه إلى وسط المدينة |
| Gören Gözler bu işin duyulmaması gerektiğini söyledi mi? | Open Subtitles | عيون فقط.. لقد ذكر بأنه يريد ذلك في طي النسيان. |
| Dinle Vince iğne olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أستمعي فينس ذكر بأنه كانت هناك حقنة هل أدم كان يأخذ أي شئ |
| Bırakmaya çalıştığını söyledi, ama o kadar çok içiyordu ki markete sigara almaya gitmek zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | لقد ذكر بأنه يحاول الإقلاع عن التدخين لكنه كان يفرط بالتدخين لقد اضطرّ للذهاب إلى المتجر لشراء المزيد من السجائر |
| Restore edeceğini söylemişti. | Open Subtitles | و قد ذكر بأنه سيعيد ترميمه |
| Tıbbi tetkikçi, şişenin yarısını içtiğini söyledi. | Open Subtitles | أتعرف أن القاضي ذكر بأنه تناول تقريباً نصف قنينة؟ |
| Acıtabileceğini fakat dayanmanız gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | و ذكر بأنه قد يؤذي لكنه قال بأن الألم يستحق الاحتمال |
| Şu anda bulunduğu yere nasıl geldiğini hatırlamadığını falan söyledi. | Open Subtitles | ذكر بأنه لا يتذكّر كيف حصل له كل هذا |
| Kara kuvvetlerinde tıp okulunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد ذكر بأنه كان طبيبا في الجيش |
| Geri ödemeyeceğini söyledi! | Open Subtitles | لقد ذكر بأنه لن يسدد دينه |