| Bu bir düş gibi. Dışarıda olmak her mahkumun hayalidir. | Open Subtitles | ذلك أشبه بالحلم، هذا هو هدف كلّ مسجون .. |
| Çok sevdiğin göle doğru uzun uzun yürüyüp, bomboş bir çukurla karşılaşmak gibi. | Open Subtitles | كان ذلك أشبه بالتنزه إلى موقعك المفضّل واكتشاف أن البحيرة قد نضبت. |
| Lütfen, bu o yaşlarda el bombası yutmuş gibi sersemletir. | Open Subtitles | بربك. في هذه السن ذلك أشبه بابتلاع قنابل مخدرة. |
| Tanrım, burası daha çok ninemin ıvır zıvır çekmecesine benziyor. | Open Subtitles | حسنٌ، يا إلهي، ذلك أشبه بكثير من دولاب نفايات جدتي. |
| Tanrım, burası daha çok ninemin ıvır zıvır çekmecesine benziyor. | Open Subtitles | حسنٌ، يا إلهي، ذلك أشبه بكثير من دولاب نفايات جدتي. |
| Tanrım, burası daha çok ninemin ıvır zıvır çekmecesine benziyor. | Open Subtitles | حسنٌ، يا إلهي، ذلك أشبه بكثير من دولاب نفايات جدتي. |
| Bu şey bir tür ortaçağ işkence aleti gibi bir şeydi. | Open Subtitles | كان ذلك أشبه بأدوات التعذيب في القرون الوسطى |
| Bale papucu giymiş Sineklerin Tanrısı gibi. | Open Subtitles | ذلك أشبه ببطل لورد اوف ذا فلايز حين يرتدي حذاء من دون كعب |
| Sanki "yenile"ye bas gibi, herşey yepyeni. | Open Subtitles | ذلك أشبه بضغط زر التحديث، ويعود كلّ شيءٍ جديداً |
| - Üç evlilik yapmış yıldız gibi bu kedi de kalıcı bir yuvadan mahrum. | Open Subtitles | ذلك أشبه بزواج 3 مرات من نجوم شهيرين هذه القطة محرومة من منزل مستقر |
| Gergedana meyve bıçağıyla dalmak gibi bir şeyden bahsediyorsun. | Open Subtitles | ذلك أشبه بملاحقة وحيد القرن بسكين زبدة الفستق |
| Bu bana bir iş görüşmesini bırak bir cadı avı gibi geldi bana. | Open Subtitles | لقد كان ذلك أشبه بمطاردة الساحرات وليس مقابلة عمل |
| Anlamsız bir hevesle buna zarar verirsem intihar etmek gibi olur. | Open Subtitles | وإذا كنتُ سأفسد ذلك بعبث بلا معنى، فسيكون ذلك أشبه بقتلي لنفسي. |
| Kokan vücuda kolonya sürmek gibi. | Open Subtitles | ذلك أشبه برائحة العرق والكولونيا |
| Fahişeye gitmek gibi. | Open Subtitles | ذلك أشبه بالذهاب إلى بيت دعارة |
| Bu eğlence olsun diye tekerlekli sandalye kullanmaya benziyor. | Open Subtitles | ذلك أشبه باستعمال كرسي متحرك بغرض الاستمتاع. |
| "Sıfır Kilise" çevresinde ortadan kaybolan ailelere benziyor. | Open Subtitles | يبدو ذلك أشبه بعائلات أعضاء كنيسة زيرو |
| Bu sanki, bir bombayı etkisiz hale getirmeye benziyor. | Open Subtitles | ذلك أشبه بتفكيك قنبلة موقوتة |
| Kusura bakmayın ama sizi izlemek Clueless'ı izlemeye benziyor. | Open Subtitles | انا آسف.. ولكن مشاهدة ذلك أشبه بمشاهدة (كلوليس) |