| Sırf o elbiseyi tekrar giyeceğim diye aylardır adam akıllı bir şey yemiyorum. | Open Subtitles | لم أتناول النشويات لأشهر فقط تحسباً لوضعي ذلك الثوب اللعين ثانيةً |
| Bu kadın o elbiseyi giyiyor. | Open Subtitles | مهلاً، تلك المرأة ترتدي ذلك الثوب |
| Sana, bu gecenin nasıl biteceğini söyleyeyim... kendi evimize döneceğiz... o siyah, harika gece elbiseni giyeceksin... hani şu ne zaman giyeceğini bilemediğini... mumları yakacağız, ve Marvin Gaye dinleyeceğiz. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول إخباركِ بأنّ هذه اللّيلة ستنتهي، مفهوم؟ سنعود إلى شقّتنا الواسعة ذات الغرفة الواحدة سترتدين ذلك الثوب الأسود المُزخرف المثير |
| o elbiseyi giydi ve ne oldu? | Open Subtitles | انظرن إلى (ليز هيرلي) قامت بارتداء ذلك الثوب, ومن ثم مالذي حدث؟ |
| - Sık sık düşünüyorum. o elbiseyi yani. | Open Subtitles | ذلك الثوب ، أقصد |
| Sana o elbiseyi vermemeliydim. | Open Subtitles | لم يجب علي اعطاؤك ذلك الثوب. |
| o elbiseyi giymişsiniz ama. | Open Subtitles | -مع أنك ترتدين ذلك الثوب |
| Her gece elbiseni parçalayacağım. | Open Subtitles | أنا سأمزق ذلك الثوب عنكِ كل مساء. |