| Evet ama planın o kısmı pek de iyi gitmemiş. | Open Subtitles | نعم، ذلك الجزء من الخطة لم يسر على نحوٍ حسن |
| Acı ve ıstırap dolu dünyanın o kısmı çok ezici gözüküyor. | Open Subtitles | حجم الشقاء والمعاناة فى ذلك الجزء من العالم يبدو ساحقاً للغاية |
| Sadece kendime baktığımda onu görmek istemiyorum. Hayatımın o kısmı geride kaldı. | Open Subtitles | .لا أودُّ أن أرى نفسي وأرى انعكاسه .انتهى ذلك الجزء من حياتي |
| Şu ana kadar kariyerimde bu kısmı ihmal ettim. | Open Subtitles | وأنا أشعر بأنني ربما أهملت ذلك الجزء من مسيرتي حتى هذه اللحظة |
| Hikayenin o kısmını anlatmaması iyi olmuş. | Open Subtitles | انا سعيد انه اعفاهما من ذلك الجزء من القصة |
| Beyninin o kısmında ne var profesör? | Open Subtitles | ماذا لديك فى ذلك الجزء من فكرك يا بروفيسور ؟ |
| Eğer şirketin bu kısmının varlığı durdurulursa, kredi verenler için bir karışıklık olacak. | Open Subtitles | ،إن كان ذلك الجزء من الشركة لم يعد موجوداً فسـوف يصبح فوضى للدائنين |
| Ve bilirsiniz, hayatın o kısmı, diğer kısmının yaptıklarına ihtiyaç duyar. | TED | وكما تعلمون,ذلك الجزء من الحياة يحتاج كل الاشياء التي تحتاجها بقية الحياة |
| Dünyanın o kısmı ile nasıl ilişki kurabilirim bu konuda çok şey öğrendim. | TED | لقد تعلمت الكثير عن طريقة التعامل مع ذلك الجزء من العالم |
| Artık nişanlı olduğum için hayatımın o kısmı çok üzücü ve boş geliyor. | Open Subtitles | الآن وقد خطبت ذلك الجزء من حياتي يبدو حزيناً وفارغاً |
| Tümörün o kısmı çıkartılabilir ama çok fazla posterior mukoza gidecek. | Open Subtitles | ذلك الجزء من الورم قد يتم إستئصاله لكنه سيسحب معه الكثير من الغشاء المُخاطي الخلفي |
| Silahın o kısmı kırıldı ve altındaki üçgen kısım ortaya çıktı. | Open Subtitles | كُسر ذلك الجزء من السلاح كاشفاً الجانب المثلثي تحته. |
| Yeniden reddedeceğim bir uzlaşma. Hayatımın o kısmı bitti. | Open Subtitles | ونظام سأرفضه مجددًا، ذلك الجزء من حياتي انتهى. |
| Söylememesini istedim, çünkü o kısmı geride bırakmak istedim. | Open Subtitles | طلبت منه ألا يقول ذلك لأنني أردت أن يكون ذلك الجزء من حياتي خلفي |
| - Gazetenin bu kısmı için ne dedim? | Open Subtitles | ما الذي اخبرتك عن ذلك الجزء من الصحيفة؟ |
| Görevimizin bu kısmı şiddet değildi. | Open Subtitles | ذلك الجزء من مهمّتنا لم يكن عنيفاً |
| Ty, senin için hayatının o kısmını halledemem. | Open Subtitles | تاي، لا أستطيع التفكير في ذلك الجزء من حياتك ،بدل عنك |
| Alınma ama hayatım boyunca vücudunun o kısmını hiç düşünmedim. | Open Subtitles | أقصد,بلا إهانه لا تأخذها بطريقه خاطئه لكن لم أصرف اي وقت في حياتي أفكر في ذلك الجزء من جسمي |
| Acosta'nın hayatını araştırmalıyız, bakalım şehirin o kısmında bir bağlantısı var mı. | Open Subtitles | نحن نحتاج ان نبحث اكثر في حياة اكوستا لنرى ان كان لديه اي معارف في ذلك الجزء من المدينة |
| Evliliğimizin bu kısmının bittiğini açıkça belirtmiştin, içinde birşeyler ölmüştü. | Open Subtitles | أوضحت أن ذلك الجزء من زواجنا انتهى أنك صرت باردة عاطفياً |
| Heidi, Kendall'ın şehrin o bölgesine neden gittiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين يا هايدي لماذا كانت كندال في ذلك الجزء من المدينة؟ لا.. لا أعرف.. |
| Hayatının o bölümü artık sona erdi. | Open Subtitles | أقصد أن... ذلك الجزء من حياتك قد انتهى من الآن |