| Eğer O çizgiyi tekrar aşarsan seks biter dedi. Asla işe yaramaz. | Open Subtitles | وقالت إذا تجاوزت ذلك الخط مرة اخرى ,الجنس انتهى لن ينجح ابدأ. |
| Bunu beklemiyordum. O çizgiyi geçeceğine ihtimal vermemiştim ama mantıklı. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ذلك, لم أتوقع أنه سيعبر ذلك الخط, لكنه ملحوظ |
| O çizgiyi aştın ama hâlâ inkar içindesin. | Open Subtitles | تجاوزتي ذلك الخط لكن لا زلتي في حالة إنكار |
| Ve o sınırı ihlal ederseniz, bu, hayatınıza mal olabilir. | Open Subtitles | واذا تجاوزت ذلك الخط, فإنه ربما ذلك قد يكلفك حياتك. |
| Bu hattın ötesinde her ne olursa olsun, Batı hayıflanıp yas tutabilir ama karışamaz. | Open Subtitles | أنه مهما حدث ،وراء ذلك الخط ،فإن الغرب قد يأسف على ذلك ولكنه لن يتدخل |
| Harika omuzlar ve bu çizgiyi çok sevdim. | Open Subtitles | أكتاف الرائعة أحب ذلك الخط المفصل للأكتاف. |
| Buna odaklanmak istiyorum: Beyaz çizgi onun konuşması | TED | أود التعمق في ذلك: الخط الأبيض بعبر عنه وهو يتحدث. |
| O çizgiyi geçmek çok mu zor? | Open Subtitles | أمن المستحيل أن تعبر ذلك الخط ؟ |
| Belki de O çizgiyi geçmek istemedim. | Open Subtitles | لربما لا اريد ان اعبر ذلك الخط |
| O çizgiyi ilk kim geçerse o kazanır. | Open Subtitles | من يعبر ذلك الخط أولًا يفوز. |
| Yani anlayacağınız bazen, belki biz O çizgiyi aşıyoruz. | Open Subtitles | ... في بعض الأحيان نحن نتخطى ذلك الخط |
| o sınırı aşarsan, bir daha geri dönemezsin. | Open Subtitles | فعندما تعبرين ذلك الخط دائماً يبدأ الأمر بخطوةٍ صغيرة |
| Klüver-Bucy ile bile o sınırı geçeceğini sanmam. | Open Subtitles | حتى مع حالتها، يستبعد أن تتعدى ذلك الخط الأحمر |
| Bu hattın işe yaraması için çok bekledim. | Open Subtitles | لقد إنتظرت لفترة طويلة لكي يعمل ذلك الخط كم يبعد منزلك؟ |
| Sonra, dönüp Bu hattın ortasına gider aşağıya doğru bir lif daha bırakır. | Open Subtitles | ثمّ ترجع لمنتصف ذلك الخط وتُسقط آخر. |
| Ama hayat karmaşıklaştıkça bu hat silinir biz de bu çizgiyi geçtiğimizi sandığımızda davranışımızı haklı çıkartmak isteriz. | Open Subtitles | ولكن كلما كبرت في الحياه أصبحت معقده ذلك الخط إنطمس وتعلمنا بأن نبرر لأفعالنا عندما نصدق بأننا قد تجاوزناه |
| (Gülüşmeler) Eğer bu çizgiyi geçerse, pek çok şey gerçekten değişiyor. | TED | (ضحك) وعندما تتجاوز ذلك الخط. سيتغير بالتالي الكثير من الأشياء حقاً. |
| Bu çizgi, sahnenin 6.1 milyon km üstünde olmalı. | TED | يجب أن يكون ذلك الخط على إرتفاع 3,8 مليون ميلا فوق المسرح. |
| Özetle, şu hattın ötesinde ne varsa gidecek. | Open Subtitles | هذا يعني ببساطة أن كل شيء اسفل ذلك الخط سيموت |