| Ve o da güneşe, tüm bu korkuyu yakması için yakarıyor, tüm dünyada | Open Subtitles | لذلك طلبت من الشمس أن تحرق كل ذلك الخوف والحزن |
| Ama bu korkuyu aşmak için başka bir yol daha var. | Open Subtitles | إلا أنَّ هُناك طريقة أخرى لقهر ذلك الخوف |
| Shannon, Shannon dedin ki etrafa bakındığında o korkuyu gördün ama aynı zamanda çok ani gelişti ve hiçbir uyarı olmadan yere çakıldınız. | Open Subtitles | ...قلتِ أنكِ نظرتِ حولكِ و رأيتِ ذلك الخوف لكن أيضاً أنه كان مفاجأ جداً أنه... إصطدتمتم بالأرض بدون سابق إنذار |
| Sana bakıyorum ve, o korkuyu görüyorum. | Open Subtitles | عندما اراك .. ارى ذلك الخوف |
| Ve korkudan kaçacaksan o korkunun kaynağı kalbindedir. | Open Subtitles | و إذا كان الخوف ما تبتعد عنه جذور ذلك الخوف في قلبك |
| Şu an bana söylemekte olduğun şeyler o korkunun ürünü. | Open Subtitles | ما تقولينه الآن ناتج عن ذلك الخوف |
| - Bu korku yüzünden de kurbanları güvende hissetmek için onu içeri alıyorlar. | Open Subtitles | 39,450 و ذلك الخوف يشجع ضحاياه للسماح له بالدخول بحجة إبقائهم في مأمن |
| Küçük bir merakla korkuya doğru adım atarsam, kendimin ve diğerlerinin içinde büyük bir zenginliğe ve hiçbir zaman başaracağımı zannetmediğim zaferlere şahit olurum. | TED | لو كنت سرت نحو ذلك الخوف بفضول هادئ لوجدث ثروة هائلة داخلي و في الآخرين و تلك القدرة على تخطي التحديات التي لم أتوقعها |
| Korkunla savaş, ...zaten kazanmışsın demektir. | Open Subtitles | حارب ذلك الخوف , ستكون رابحاً مهما كانت النتيجة |
| bu korkuyu kabul edip hafifletmek zorundasın. | Open Subtitles | عليك ملاحظة ذلك الخوف والتخفيف منه. |
| bu korkuyu bilirim. | Open Subtitles | أعرف ما هو شعور ذلك الخوف |
| Bırakın bu korkuyu Kjartan'a götürsün. | Open Subtitles | دعه يوصل ذلك الخوف إلى (كجرتان) |
| Böylece o korkuyu yeniden tadabilecektim. | Open Subtitles | حتى أتذوّق ذلك الخوف من جديد. |
| - Sanırım o korkuyu kullanabilirim. | Open Subtitles | -ربّما يُمكنني أن أستخدمَ ذلك الخوف |
| Tüm o korkunun içinde sesini tanıyamadım bile. | Open Subtitles | لم اتبين صوته بكل ذلك الخوف في نبرته |
| Tüm o korkunun içinde sesini tanıyamadım bile. | Open Subtitles | لم اتبين صوته بكل ذلك الخوف في نبرته |
| 20. Kongreden sonra korku, sanki bir daha asla geri dönmeyecekmiş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | بعد المؤتمر العشرون بدا وأنّ ذلك الخوف لن يعود مجددًا |
| Ağabeyim Hava Kuvvetleri'nde ve korku insanın kafasındadır, der. | Open Subtitles | أخّي في القوة الجوية وهو يقول ذلك الخوف كله برأسك هنا |
| Şişman aktivizmiyse bu korkuya izin vermeyi reddediyor. | TED | ناشطي موضوع السمنة يرفضون تعزيز ذلك الخوف |
| Çocukların bu söylemi, bu korkuya ışık tutuyor. | TED | إعلان أطفالنا كان كضوء يلمع في ذلك الخوف |
| Çünkü bu Korkunla yüzleşirsen, bunu yapmak hayatını değiştirir. | Open Subtitles | ..لأنك إن فعلتَ و واجهتَ ذلك الخوف سيغير ذلك حياتك |