| Çünkü yine o kolyeyi takmaya başladın sana aldığım kolyeyi. | Open Subtitles | لأنكِ بدأتي بإرتداء ذلك العقد مجدداً, العقد الذي أحضرته لكِ. |
| Bak, o kolyeyi kimseye vermemeliydim. | Open Subtitles | اسمعي ، لم يكن علي إعطاء ذلك العقد لأي أحد |
| Noel'i nerede geçireceğimiz hakkında tartıştıktan sonra imzaladığımız anlaşmayı buldum. | Open Subtitles | أتعلم، وجدت ذلك العقد الذي قمنا بتوقيعه بعد ذلك الخلاف بخصوص مكان قضاء عيد الميلاد. |
| Orada dur ve anlaşmayı yırtmak dışında tek bir harekette bulunma. Sonra cadı senindir. | Open Subtitles | لذا قف مكانك ولا تتحرّك سوى لتمزيق ذلك العقد وحينها تحصل على الساحرة |
| Oraya girmek istiyorum. O gerdanlığı yürütüp birilerine okutursam hayatımın sonuna kadar rahat yaşarım. | Open Subtitles | إذا أمكنني سرقة ذلك العقد فيمكنني العيش بثمنه طيلة العمر |
| Kuduz Köpek o sözleşmeyi imzalamaya, rüyasını canlı tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مادوغ مازال يحاول الحصول على ذلك العقد يحاول جعل الحلم حقيقة |
| Bakalım bu güzel kolyeyi onun takabilecek misiniz. | Open Subtitles | لتروا إن كان بمقدوركم أن تربطوا ذلك العقد الجميل حول عنقه |
| Sana geçen sene verdiğim kolyeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين ذلك العقد الذى احضرتى العام الماضى ؟ |
| Ben kızımı tanırım. o kolyeyi ben verdim. | Open Subtitles | اعرف ابنتى انا اعطيتها ذلك العقد |
| Küçüklüğümden beri o kolyeyi de annemi de görmedim. | Open Subtitles | لم أرَ ذلك العقد أو أمي منذ طفولتي |
| Bana asla o kolyeyi vermez. | Open Subtitles | - ليندا" لم تعطيني ذلك العقد" "الآن ليس لدي هدية من أجل "جيني |
| Öncelikle, o kolyeyi çalmadım. | Open Subtitles | حسنا , أولا لم أسرق ذلك العقد |
| o kolyeyi geri ver. | Open Subtitles | أعيدي إلي ذلك العقد |
| Masallar yasasına göre, sözleşme gerçekleşmemişse, gerçek aşkının öpücüğü bu anlaşmayı geçersiz kılar! | Open Subtitles | "طبقاً لقانون القصّة الخيالية إن لم تكن مقنعة تماماً فأنّ قبلة من حبّ صادق ستجعل من ذلك العقد باطل وملغي." |
| New Orleans'ta oynamak isteseydin anlaşmayı imzalamadan kalmazdın. | Open Subtitles | لم تكُن لتُغادر قبل توقيع ذلك العقد |
| anlaşmayı iptal etmeliyim. | Open Subtitles | لابدّ أن أخرج من ذلك العقد |
| O gerdanlığı mankene geri takmam için beni kandırıyorsun. | Open Subtitles | الان تريدين مني ان اتراجع لأرجع ذلك العقد القبيح الى العارضة |
| Ancak hiçbir şekilde o sözleşmeyi halk bilemez. | Open Subtitles | لكن تحت أى ظرف من الظروف لا يُمكن الكشف عن ذلك العقد للعلن |
| Dontos'un sana verdiği o güzel kolyeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين ذلك العقد الذي أعطاكِ إياه (دوناتوس)؟ |
| - Geçen yılbaşında ona aldığım zümrüt kolyeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين ذلك العقد الذي أحضرته لها في عيد الميلاد الفائت ؟ |