Hepsini okudum Bay Thatcher, Bırakın da imzamı basıp evime döneyim. | Open Subtitles | قرأت ذلك سيد ثاتشر فقط دعني اوقعها و اذهب الى البيت |
Bay Richardson, mahkeme için onların vurulduğuna dair bir tanık var mı? | Open Subtitles | ، أنت سَتَرى ذلك سيد ريشارد أيّ شهود ضدّهم خذهم إلى المحاكمةِ. |
Elbette, Bay Kessler. Tanrı her iki tarafın da yanındadır. | Open Subtitles | ، بالتأكيد ستسألني عن ذلك سيد كيسلر الإله مع الكل |
Olanlardan sonra Bay McVeigh, kurşun izinin bir dokuz milimetrelikten olduğunu anlayabilir. | Open Subtitles | خلال كل ذلك سيد ماكفي أمكنه تحديد بأن الجرح كان 9 ملم |
Biliyoruz Bay McDougal, ama siz de biliyorsunuz ki-- | Open Subtitles | نحن نعلم ذلك سيد ماكدوجال .. ولكن أنت تري أننا |
Ya siz Bay Hussey? | Open Subtitles | . حتى في الحمام هل كنت ستفعل ذلك , سيد هاسي ؟ |
Hiç sanmıyorum, Bay Deckard. Bana göre bir yer değil. | Open Subtitles | لا أظن ذلك , سيد ديكارد , لا أرتاد هذه الأماكن |
Dışarıda bir yerde. Bay Fisher, hemen gelmelisiniz. | Open Subtitles | لقد كانوا هم من يفعلون ذلك. سيد فيشر، عليك أن تأتي في الحال. |
Biliyorum Bay Peterman, ama onları bir kere gördükten sonra başkalarının almasını seyretmeye dayanamazdım. | Open Subtitles | أعرف ذلك سيد بيترمان ولكن بمجرد رؤيتهم لم أستطع أن أتحمل أن يأخذهم شخص آخر |
Casus uydular gösteriyor, Bay Brean. | Open Subtitles | أقمار التجسس الصناعية تظهر ذلك ,سيد برين |
Siz gerçekten az bulunur bir insansınız biliyor musunuz Bay Mulder? | Open Subtitles | أنت قطعة حقيقية من العمل, أتعرف ذلك, سيد مولدر؟ |
Sonra Bay Dixon, tam o anda taramaya başlayacak. | Open Subtitles | عينه, وبعد ذلك,سيد ديكسون, تدخل,وتضرب مفتاح المسح. |
Lanet olsun Bay Gudge. | Open Subtitles | حسنا .. اللعنة على ذلك .. سيد جدج أنظر هنا |
Bu olur Bay Monk. Buraya konulurlar Burası bir hurdalık | Open Subtitles | لقد فعلوا ذلك سيد مونك وتخلصوا منها بوضعها هنا |
Bir çok aşık kavga eder Bay Kent, sonra telafi ederler | Open Subtitles | الكثير من الأناس العاشقين يفعلون ذلك سيد كنت و من ثم يتصالحون |
Ulaşmak istemiyorlar Bay Woolsey, ...çünkü benimle aynı fikir de olurlarsa ya da olmazlarsa bir çeşit sorumluluk almaları gerekecek. | Open Subtitles | وهم لا يردون ذلك سيد وزلي إذا وافقوني أو لا يجب أن يتحملوا بعض المسؤولية |
Ulaşmak istemiyorlar Bay Woolsey, ...çünkü benimle aynı fikir de olurlarsa ya da olmazlarsa bir çeşit sorumluluk almaları gerekecek. | Open Subtitles | وهم لا يردون ذلك سيد وزلي إذا وافقوني أو لا يجب أن يتحملوا بعض المسؤولية |
Bir düşünsenize Bay Celestine. | Open Subtitles | نعم، فكر في ذلك سيد سيلستين في ذلك التلاحم السخيف |
Teklifinizi ciddiye alarak yapmış olsaydınız, memnuniyetle kabul ederdik Bay Young. | Open Subtitles | أنه ليس من السهل فعل ذلك . سيد يونغ , نحنُ سوف نتقبل ذلك |
Luis Rios'un platformlarında hiç insan hakları ihlali olmadığı anlamına geliyor ama sizinkinde oldu, Bay Francis. | Open Subtitles | يعني أن لويس ريوس لم يعاني من مشكلة تتعلق بحقوق الإنسان على حفاراته بل أنت من عانى ذلك سيد فرانسيس |