| bunu seninle ya da bir başkasıyla konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد التحدث عن ذلك معك أو مع أي أحد آخر |
| Ama bunu seninle tartışamıyorum. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني ان اناقش ذلك معك انت تعتقد ان ذلك شيء جديد توم ؟ |
| bunu seninle paylaşma fırsatını bulduğum için çok mutluyum. | Open Subtitles | إني ممتن لهذه الفرصة لمناقشة ذلك معك. |
| Bir düşün. Bunu sana bir daha asla yapamazlar. | Open Subtitles | فكر في الموضوع إنهم لن يفعلوا ذلك معك ثانية |
| O çok özel biriydi ve Bunu sana yaptım. Hem de senin tanıdığım en iyi adam olmana rağmen. | Open Subtitles | كنت اعلم اني اتبع شيئا خاصا لقد فعلت ذلك معك وانت الان من اعز اصدقائي |
| Seninle bu yollardan geçmemek için bebeği evlatlık veriyorum. | Open Subtitles | أنا سوف أعطيهم الطفل لذا لا يجب أن افعل ذلك معك |
| Seninle bu deliliğe alet olmak isteyen bir erkek bulmada iyi şanslar. | Open Subtitles | حسناً, حظ طيب في إيجاد الرجل الذي, يريد عمل ذلك معك. |
| Mantıklı değil efendim. Mm-hmm. sizinle karşı çıkmak isterim. | Open Subtitles | لديك سببا، سيدي أنا أودّ أن افعل ذلك معك |
| Ben... bunu seninle tartışmaktan bir anda epeyce rahatsız oldum. | Open Subtitles | أنا غير مرتاحة لمناقشة ذلك معك |
| Eminim bunu seninle konuşmak isteyecektir. | Open Subtitles | أنا واثق أنه سيود مناقشة ذلك معك. |
| bunu seninle tartışacak değilim. | Open Subtitles | أنا لن أناقش ذلك معك |
| Evet, bunu seninle yapmayacağım. | Open Subtitles | لن أفعل ذلك معك |
| Hayır, bunu seninle beraber yapıyorum. | Open Subtitles | انا افعل ذلك معك الآن |
| Bunu sana yapmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تدعها تفعل ذلك معك |
| - Bunu sana söyleyemem. | Open Subtitles | لا توجد لي الصلاحية لمناقشة ذلك معك |
| Eğer Buttinger Bunu sana yapsaydı seni karatahtaya yapıştırsa idi, taşaklarını yakalasa idi, ne yapardın? | Open Subtitles | لو"بتنجر" عَمِلَ ذلك معك... ضَغطك امام السبورةِ, وامَسكَ خصيتك، ماذا ستعمل لة؟ |
| Bunu sana yapmak istemezdim... | Open Subtitles | حقا لا اريد فعل ذلك معك |
| Bunu sana asla yapmam. | Open Subtitles | كلا، لن أفعل ذلك معك |
| Adamım, Seninle bu konuyu konuşmayacağım. | Open Subtitles | انا لا اتحدث فى ذلك معك |
| Seninle bu konu hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، عليّ مناقشة ذلك معك |
| Eğer gerçekte ne olduğunu anlatırsanız, sizinle uğraşacaktır. | Open Subtitles | إن أخبرتها بما حدث بالضبط ، سيبقى ذلك معك. |