|        Ama sandığın gibi, sözde günahlarım için değil dünyanın bu hâli için ağlıyordum.        | Open Subtitles |         لكن ليس على ذنوبي المزعومة كما فهمتي لقد بكيت على حال هذا العالم        | 
|        Teşekkür ederim ama maalesef günahlarım, Tanrı ile vicdanım arasında Peder.        | Open Subtitles |         شكراً ولكن أخشى أن ذنوبي هي مابيني وبين الرب، يا ابانا        | 
|        Benim acımı dindirip kurtuluş yoluna erdiren ve bütün günahlarımı temizleyen el buydu!        | Open Subtitles |         أشفتني من الألم و التي قادتني إلى طريق التوبة و تطهير كلّ ذنوبي        | 
|        - günahlarımı kabul ettim. Bitti artık. - Hayır, bitmedi.        | Open Subtitles |         ـ لقد غفرّت عن ذنوبي و أنتهى الأمر ـ كلا        | 
|        Bütün günahlarımın tam sorumluluğunu alıyor ve arzularımdan feragat ediyorum.        | Open Subtitles |         أنا أتحمّل المسؤولية الكاملة لكلّ ذنوبي وأرفّه نفسي من رغباتها        | 
|        Öyle ki, geceli gündüzlü günahlarımın kefaretini ödeme hazzına erişebileyim.        | Open Subtitles |         حيث طوال الليل و النهار أستغفر لكل ذنوبي        | 
|        Kudretli Tanrım, ahlaksız günahlarımdan dolayı beni affet.        | Open Subtitles |         ياربي,إغفر لي و إغفر ذنوبي التي إقترفتها        | 
|        Limerick'in her yanında ve ötesinde kendimle uğraşarak işlediğim korkunç günahlar        | Open Subtitles |         ذنوبي الفظيعة بعبثـي بنفسي والإستمناء في جميع أنحاء ليمريك" وما ورائهــا"        | 
|        Fakat günahlarımla yüzleştim. Seni eve götürmeye hazırım.        | Open Subtitles |         لكنني واجهت ذنوبي و أنا مستعد لآخذك إلى المنزل        | 
|        Bütün günahlarım için pişmanım. Seninkiler için de.        | Open Subtitles |         أنا نادمة على كل ذنوبي يا فينس وعلى ذنوبك أيضا        | 
|        Kudretli Tanrım, tüm günahlarım için beni bağışla.        | Open Subtitles |         ياربي,إغفر لي و إغفر ذنوبي التي إقترفتها        | 
|        O seanstaki günahlarım adına tövbe etmek için hizmet yemini ettim.        | Open Subtitles |         لقد أقسمت بالخدمة من أجل التوبة عن ذنوبي التي كانت في الجلسة.        | 
|        Kalbimde kötülük taşıyorum. günahlarım bağışlanmadı.        | Open Subtitles |         لديّ شر في قلبي، ولم يتم الغفران عن ذنوبي.        | 
|        Bak! Benim dinim bu. Ey büyük şişe, ben artık uykuya dalarken, lütfen günahlarımı bağışla.        | Open Subtitles |         هذه هي ديانتي أيها الزجاجة العظيمة إغفري لي ذنوبي        | 
|        Biri dua eder biri şarkı söyler Biri de alır günahlarımı uzaklara gider        | Open Subtitles |         وآخر ليُغني وآخر ليُصلي وآخر ليُمحي عني ذنوبي.        | 
|        Cehenneme gitmemem için günahlarımı bağışlar mısın?        | Open Subtitles |         هل تستطيع تبرئتي من ذنوبي حتّى لا أذهب للجحيم؟        | 
|        günahlarımı telafi etmem için bana bu şansı verdi.        | Open Subtitles |         لقد أرسل لي هذه ا لفرصة للتكفير عن ذنوبي        | 
|        Dalkavukların ve kutsal şeyleri satanların üzerinde yalnız seyahat ettim ve koştuğum zaman, her bir geçit bir hatıra uçurumuymuş gibi günahlarımın altında boğuldum.        | Open Subtitles |         لقد سافرت بمفردي عبر الفيافي و القفار وبينما أنا أجري تملكتني ذنوبي كما لو أن كل برج هو بمثابة حفرة لذكراي        | 
|        Bütün gün burada durup özür dileyebilirim ama günahlarımın kefaretini iyilik yaparak ödemeyi tercih ederim.        | Open Subtitles |         يمكنني الوقوف هنا طوال اليوم أعتذر لكنّني أفضّل التكفير عن ذنوبي بالعمل الطاهر الشريف        | 
|        Beni günahlarımdan arındırıp ruhumu ebediyen korusun.        | Open Subtitles |         لعلّهم يطهّرونني من ذنوبي ويحمون روحي في الحياة الأبديّة.        | 
|        Kendi yalanlarını ve çarpıtmalarını geçiştirirken henüz yayınlanmamış bir metindeki sözde günahlar yüzünden bana kendimi kötü hissettirdiğine inanamıyorum.        | Open Subtitles |         نوع من الراقصات والمغنيّات اليابانيات لا أستطيع تصديق أنّك تشعرينني بالسوء حيال ذنوبي في روايتي التي لم تنشر بينما تقومين بتمويه أكاذيبك وخداعك لي        | 
|        Tek başıma ilerledim, dalkavukların ve simonistlerin üzerinde ve koşarken günahlarımla kendimi kaybettim.        | Open Subtitles |         لقد سافرت بمفردي عبر الفيافي و القفار وبينما أنا أجري تملكتني ذنوبي        | 
|        Nice günah işledim Papa Cenapları.        | Open Subtitles |         ان ذنوبي كثيرة, قداستك.        |