| Annemle seni korumak istedim. Bu yüzden o kadını görmeye gittim. | Open Subtitles | .وأن أقم بحمايتك أنت ووالدتنا .لذا ذهبت لمقابلة تلك المرأه |
| Hep benim yüzümden. Bugün şu kadını görmeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لمقابلة تلك المرأة اليوم، "آن ووترمان" |
| Dozoları görmeye gittim. | TED | و ذهبت لمقابلة الدوزو. |
| Oğlumla Kral Suraj Maan Singh'la görüşmeye gitti. | Open Subtitles | لقد ذهبت لمقابلة الملك -سوراج مان سينج -مع إبني فيكرام |
| Boyalı adam ile görüşmeye gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت لمقابلة ذات الجسد المطلي |
| Bir adamla buluşmaya gittim. | Open Subtitles | ذهبت لمقابلة شخص |
| -Jimmy'yle buluşmaya gittiğimde de onu gördüm | Open Subtitles | إنها نفس السيارة التي ،"رأيتها بجوار "دانكن دوناتس "عندما ذهبت لمقابلة "حيمي |
| Hayır, bir adamı görmeye gittim yeni bir yüz için. | Open Subtitles | للتسوق ؟ كلا ... ذهبت لمقابلة رجل |
| Ignacio'yu görmeye gittim. Tek başıma. | Open Subtitles | و أنا ذهبت لمقابلة إجناسيو |
| Ignacio'yu görmeye gittim. | Open Subtitles | و أنا ذهبت لمقابلة إجناسيو |
| Cezaevinde Lionel'i görmeye gittim. Neden? | Open Subtitles | ذهبت لمقابلة ليونيل في السجن |
| Geçen gün Hollis'i görmeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لمقابلة هوليس منذ أيام. |
| Muhabir Sung Cha Ok'u görmeye gittim! | Open Subtitles | ! لقد ذهبت لمقابلة المراسلة سان تشا اوك |
| Ona benden bahsedip etmediğini görmek için Tasha'yı görmeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لمقابلة (تاشا) لأرى ما إذا كان (غوست) قد أخبرها بشأني |
| Cheon Song Yi, ondan hoşlanan adamla görüşmeye gitti sanırım. | Open Subtitles | هل ذهبت لمقابلة الرجل الذي يحبها؟ |
| Tanık teslimini ayarlamak için bu sabah Victor Gamieux'la görüşmeye gitti. | Open Subtitles | لقد ذهبت لمقابلة (جامي) هذا الصباح لترتب وسيلة نقل |
| Quarry House Barı'nda Alexei'yle görüşmeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لمقابلة (أليكسي) في حانة "كواري" |
| Ivy ile tek başıma görüşmeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لمقابلة (ايفي) لوحدي. |
| Perşembe olduğunda, Alec'le buluşmaya gittim. | Open Subtitles | عند حلول يوم الخميس ذهبت لمقابلة (أليك)... |
| Adamınla buluşmaya gittiğimde Vaughn da oradaydı. | Open Subtitles | عندما ذهبت لمقابلة رجلك كان ( فوجن ) هناك |