| Seni gördüler. Artık benimle gelemezsin. | Open Subtitles | لقد رأوك يا عين الثور فلا يمكنك ان تاتى معى مجددا |
| Yendiğini gördüler, daha farklı bir şey istiyorlar. | Open Subtitles | إنّها طبيعة البرنامج لقد رأوك تفوز، والآن هم يريدون رؤية شيءٍ مثير.. |
| Onlar yanlızca yarım kalmış işi bitiriyorlar Seni televizyonda görmüş olmalılar | Open Subtitles | إنهم يهتمون بأدق التفاصيل لإتمام المهمة لا شك أنهم رأوك على التلفاز |
| Beni arabanın arkasına tıkıştırdığını kim bilir kaç kişi gördü. | Open Subtitles | من يعرف كم عدد الذين رأوك و انت تضعني في السيارة؟ |
| Booth ve Brennan, gelinlik dükkanında denerken görmüşler. | Open Subtitles | بووث وبرينن رأوك تجربينه في المحل وتقفزين مع خطيبك؟ |
| görürlerse seni de rehin alırlar. Sıfıra sıfır kalırız. Tüm şansımızı yok edersin. | Open Subtitles | إن رأوك و أسروك فلن يبقى لنا شيء لن أستطيع فعل أي شيء |
| Olay yerinden kaçtığını gören şahitler parmak izleri, boğuşma belirtileri var. | Open Subtitles | لدينا شهود رأوك تفر من مسرح الجريمة ..بصمة تؤكد أنكِ خنقتها |
| Taliban seni öyle parlak parlak görürse ne yapar biliyor musun? | Open Subtitles | تعلم ماذا سيفعل بك الطالبان إن رأوك حالقا للذقن؟ |
| - Buraya geldiğini gördüler mi? | Open Subtitles | ـ هل رأوك وأنت قادمة إلى هنا؟ ـ لا أظن هذا |
| Onu yaraladığında, kontrolünü kaybetti böylece ikinizin mücadelesini gördüler. | Open Subtitles | عندما أصبته فقد السيطرة. لذا رأوك تحارب. |
| - Yüzünü değiştir. Seni gördüler, dostum. - Sorun değil. | Open Subtitles | ـ لقد وقع قناعك، أنهم رأوك يا صاح ـ لا يهم |
| Hiçbiri seninle tanışmadı, ...ve buna rağmen seni benim gördüğümden daha açık ve net gördüler. | Open Subtitles | لم يلتقي بك أحد منهم أبداً ومع ذلك هم رأوك بوضوح أكثر مني أنا. |
| Ve işyerinden birkaç arkadaşın seni o odanın etrafında gezindiğini görmüş vardiyan dolduğu halde. | Open Subtitles | وبعض من زملائك في العمل رأوك تتطفل في أنحاء الغرفة حيث توجد المواد الكيميائية بعد إنتهاء مناوبتك |
| Misafirlerimiz sizi hediyeleri araklarken görmüş. | Open Subtitles | العديد من ضيوفنا رأوك تسرق حقائب الهدايا |
| İşçilerimden biri seni Salı günü İncil okumasında görmüş. | Open Subtitles | أحد عمالي قالوا أنهم رأوك في جلسة دراسة الانجيل يوم الثلاثاء |
| Buradakilerden bazıları orada beni yalnız başıma gönderişini gördü. | Open Subtitles | بعض هؤلاء الناس رأوك تتركيني أغادر لوحدي |
| Şehirdeki herkes öldürüldüğü gece onunla tartıştığını gördü. Böyle olmadı. | Open Subtitles | جميع أهل البلدة رأوك تتشاجر معها ليلة مقتلها |
| Peki ya gelinlik? Booth ve Brennan, gelinlik dükkanında denerken görmüşler. | Open Subtitles | بووث وبرينن رأوك تجربينه في المحل وتقفزين مع خطيبك؟ |
| İnsanlar seni Verona'da görmüşler. Beni oraya kadar takip ettin! | Open Subtitles | شخص ما قال أنهم رأوك حتى في فيرونا |
| Ben de, eğer seni görürlerse, çok meraklanmazlar dedim. | Open Subtitles | لذا ظننتُ أنهم لو رأوك, لن يقلقوا كثيراً. |
| Ama düşman askerlerine dikkat etmek zorundasın, seni görürlerse öldürmeye çalışacaklardır. | Open Subtitles | ولكن عليك أن تحذر من الجنود الأعداء لانّهم إذا رأوك فسيحاولون قتلك |
| Sizi, onu kullanırken gören bir sürü şahidim var. | Open Subtitles | حصلت على الكثير من الشهود هنا الذين رأوك تستعملة |
| Taliban seni traşlı görürse ne yapar biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم ماذا سيفعل بك الطالبان إن رأوك حالقا للذقن؟ |