| Balık gibi kokuyor. Anıları canlandırıyor. | Open Subtitles | اشم رائحة مثل رائحة السمك انها تعيد الذكريات |
| Balık gibi kokuyor. Anıları canlandırıyor. | Open Subtitles | اشم رائحة مثل رائحة السمك انها تعيد الذكريات |
| Sirk gelmiş gibi kokuyor. | Open Subtitles | يسبّبه رائحة مثل السيرك عمل جاء إلى البلدة |
| - Eski bir çadır gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | شممت رائحة مثل خيمة القديمة ما هو الخطأ معك؟ |
| Tazyiği çok kötüydü ve aniden soğudu... ve hafif sülfür gibi koktu ama... sonuçta duş aldım. | Open Subtitles | الضغط كان سيئاً و المياه بردت فجأة و ظهرت رائحة مثل الكبريت، لكن كان حماماً |
| Babamın elleri de sigara kokar, karadır. | Open Subtitles | يد والدي رائحة مثل السجائر، أنهم هم من السود. |
| Pam, kokusu babasının kokusuna en yakın olanı seçecektir. | Open Subtitles | سوف تقوم بام باختيار من يملك رائحة مثل رائحة والدها |
| Halk içinde tehlikeli bir şeyler yapılanıyordu, isyan gibi kokan bir şey. | Open Subtitles | شيئاً خطراً كان ينمو داخل الناس شئ له رائحة مثل التمرّد |
| Stu Amcam ne zaman bize babam ile bilardo oynamaya gelse, annem bodrum katının Çin Lokantası gibi koktuğunu söylüyor. | Open Subtitles | حينما عمّي ستو يَجيءُ للِعْب البلياردو مَع أَبِّي، تَقُولُ أمُّي السردابَ يفوح منه رائحة مثل فلم شيش وشونج. |
| Çünkü yaşlı erkeklerin eline sinmiş domuz eti gibi kokuyorlar. | Open Subtitles | لأنهم جميعا رائحة مثل لحم الخنزير واليدين الرجال القديم. |
| Kurban balık gibi kokuyor çünkü içine giren şey tam olarak bu. | Open Subtitles | فيك رائحة مثل الأسماك لأن هذا هو ما مرت به. |
| Bu adamsa temiz bir derinin üstüne dökülen çöp gibi kokuyor. | Open Subtitles | هذا الرجل رائحة مثل القمامة ولكن على جلدة النظيف |
| ♪ ♪ Şapkam kayganlaştırıcı gibi kokuyor ♪ ♪ Deve katliamı ♪ ♪ Dokunmak bile istemiyorum ♪ | Open Subtitles | ♪ تنبعث من قبعتي رائحة مثل الزيت ♪ ♪ جمل الإبادة ♪ لا أريد أن ألمسها♪ |
| Burası gitar hocam gibi kokuyor. | Open Subtitles | هذا المكان تنبعث منه رائحة مثل معلم الجيتار. |
| ..hiç bir suçlamayı kabul etmiyorsun. ve nefesin göt gibi kokuyor. | Open Subtitles | اتخاذ أي من اللوم، وأنفاسك رائحة مثل الحمار. |
| Durmuş peynir gibi kokuyor. | Open Subtitles | تفوح منها رائحة مثل لحم الخنزير |
| Aman Tanrım. Cennet gibi kokuyor. | Open Subtitles | يا الله ، هناك رائحة مثل الجنة |
| Ed, sen hastane gibi kokuyorsun, bu yüzden doktoru sen oynayacaksın. | Open Subtitles | إد، شممت رائحة مثل المستشفيات و ذلك سوف تلعب الطبيب. |
| Hem elastik hem de kurabiye gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | لذا أنت مرنة وكنت دائما رائحة مثل الكوكيز. |
| Tazyiği çok kötüydü ve aniden soğudu... ve hafif sülfür gibi koktu ama... sonuçta duş aldım. | Open Subtitles | الضغط كان سيئاً و المياه بردت فجأة و ظهرت رائحة مثل الكبريت، لكن كان حماماً |
| Fosfin gazı renksizdir, sarımsak gibi kokar. | Open Subtitles | مثل غاز الفوسفين ، و هو غاز عديم اللون و تبدو رائحة مثل الثوم |
| Etten bahsetmişken, ahh, binamızda son zamanlarda biftek kokusu aldınız mı? | Open Subtitles | كَلام عن اللحمِ، uh، يَعمَلُ بنايتَنا رائحة مثل لحمِ البقر مؤخراً؟ |
| Söyleyebileceklerim, açıkçası şeftali gibi kokan doğal sarışın olan biriydi. | Open Subtitles | ما استطيع قوله كان من الواضح انه اشقر ذو رائحة مثل المشمش |
| Böreğin Clorox gibi koktuğunu söylemiştim masada biri diğerini getirdi sonunda buraya çıktım. | Open Subtitles | وقلت شيء عى المنضدة ... عن اليافوخ وأن له رائحة مثل الكلوركس وهذا الشيء أوصل لشيء آخر وإذا بي هنا |
| Eski plastik ve sıcak kauçuk gibi kokuyorlar. | Open Subtitles | كانت رائحة مثل البلاستيك القديم والمطاط الدافئ. |