| Savaş meydanında değil Belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه |
| Savaş meydanında değil Belki ama, cesaretin birçok başka şekli vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في ميدان المعركة ولكن هناك الكثير من أنواع الشجاعه |
| Belki başta değil ama senin de sorguda dediğin gibi. | Open Subtitles | ربما ليس في البداية ولكن كما قلت لك في الاستجواب. |
| "Çoklu", Belki aynı anda olmasa da... en azından art arda anlamında... | Open Subtitles | لكن ربما ليس في تفس الوقت لكن بشكل متسلسل |
| Dünyanın olmasa da "Bu banyonun" diyebiliriz sanırım. | Open Subtitles | ربما ليس في العالم ولكن بالتأكيد في هذا الحمام |
| Belki dünyanın değil. Peki, kim bilebilir ki? | Open Subtitles | ربما ليس في العالم كله , حسناً , من يهتم ؟ |
| Belki dövüşürse yenemez ama kesinlikle ondan dayanıklıdır. | Open Subtitles | . ربما ليس في السباق ، لكن بالقدرة على التحمل |
| Belki bunu ya da bir sonrakini değil ama bir gün. | Open Subtitles | ربما ليس في هذه القضية ربما ليست التي تليها.. لكن ذات يوم ذات يوم.. |
| Telefonuna yanıt vermiyor. Belki de evde değildir. | Open Subtitles | أنه لا يجيب على الهاتف ربما ليس في المنزل |
| Belki hemen değil ama kendin de dedin eğer altın varsa hemen öldürecekler eğer altın yoksa bir şey sakladığını düşünerek seni yavaş yavaş öldürecekler. | Open Subtitles | ربما ليس في الحال، ولكنك قلتها بنفسك إن كان هناك ذهب في الجزيرة، سيقتلونك إن لم يكن هناك ذهب، سيقتلونك ببطئ، |
| Belki de en iyi bildiğin şey patronuna yalan söylemek değildir. | Open Subtitles | وأنه ربما ليس في صالحك أن تكذب على رئيستك. |
| Belki de bu koşullarda mahvetmez diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد , ربما ليس في الظروف الراهنة ميول السفير كانت تصالحية للغاية |
| Belki bu sefer değil, ama bir dahaki sefere, sanırım yaparlar. | Open Subtitles | ربما ليس في هذه المرة لكن المرة القادمة,أعتقد أنهم سيتفاوضون |
| Belki başta anlamaz. Anlamasını sağla. | Open Subtitles | ربما ليس في البداية ، ولكن سوف تساعديه على الفهم. |
| - Aklımıza gelmeyen neresi var? Belki de defter değildir. Yakınında sakladığı bir şey olabilir. | Open Subtitles | ربما ليس في كتاب ، شيء آخر يبقيه قريبا منه |
| Belki de cüzdanında yoktur, ama Belki başka yerlerde vardır. | Open Subtitles | ربما ليس في محفظتك تحديدا لكن .. في مكان ما قريب |
| Sınıf içinde olmasa da. | Open Subtitles | ربما ليس في حصة. |
| Garcia, bu adamın çokça pratik yapmış olması gerek. Los Angeles'ta olmasa da bunu daha önce yaptığı kesin. | Open Subtitles | (جارسيا)، المجرم تمرّن على هذا كثيراً، ربما ليس في (لوس أنجلوس) ولكنه بالتأكيد قام بذلك من قبل |