Ama onu bulursak, Belki o olabilir, biliyorsun, o olabilir... | Open Subtitles | لكن إذا وجدناه .. ربما يستطيع ، تعلمين ، يستطيع |
Belki o spiker bütün her şeyi temizleyebilir. | Open Subtitles | ربما يستطيع ذلك المراسل أن يخرجك من هذه الورطة |
- Belki o birşeyler yapabilir. - Patronun ne b*k yiyebilecek ki? | Open Subtitles | ربما يستطيع عمل شيىء ماذا يستطيع رئيسك عمله بحق الجحيم |
Büyükbabayla konuşacağız. Belki o Paul ile konuşur. Bilmiyorum | Open Subtitles | سوف اتحدث الى جدك, ربما يستطيع ان يتحدث الى بول |
Birisi belki sana yardım edebilecek birisi. | Open Subtitles | شخص ما شخص ربما يستطيع المساعدة |
Yardım edebilecek birini bulacağım. | Open Subtitles | أنا سآخذك إلى شخص ربما يستطيع مساعدتنا. |
Eğer sektör polisler boş oturtup para alıyorlarsa, Belki o bana neler olduğunu anlamamda yardımcı olur. | Open Subtitles | اذا كان رجال الشرطة ينظرون إلى كاميرات المراقبة. ربما يستطيع مساعدتي بها. |
Kendine gelince Belki o bize, biz de ona yardımcı olabiliriz. | Open Subtitles | عندما يستيقظ ربما يستطيع مساعدتناو نستطيعمساعدته. |
Bunu sadece Büyücü yapabiliyordu. Belki o sana yardım edebilir. | Open Subtitles | السـاحر وحده من فعل ذلك ربما يستطيع مساعدتك |
Belki o da başka bir kemancı daha ayarlayabilir. | Open Subtitles | -وأيضاً ربما يستطيع أن يجلب عازفين مشهورين معه أيضاً |
Belki o avcılardan biri seni kaputunun üstünde şehre geri götürebilir. | Open Subtitles | ربما يستطيع أحد هؤلاء الصيادين أن يوصلك... في مؤخرة شاحنته... |
Çoban Hias'ı getirin; Belki o Ruby camının gizemini çözebilir. | Open Subtitles | أرسل في طلب (هياز) ربما يستطيع معرفة سر الياقوت. |
Belki o ışınlanabiliyor. | Open Subtitles | ربما يستطيع إيهامها بالتصور |
Belki o yardım eder. | Open Subtitles | ربما يستطيع مساعدتك |
Belki o yardımcı olabilir. | Open Subtitles | ربما يستطيع المساعدة |
Belki o da Piper'la yatar, böylece ödeşiriz. | Open Subtitles | ربما يستطيع ممارسة الجنس مع (بايبر) لنصبح متعادلين |
O zaman Belki o yardım edebilir. | Open Subtitles | إذن ربما يستطيع المساعدة |
Sana yardım edebilecek birisini tanıyorum. | Open Subtitles | يوجد شخص واحد هنا ربما يستطيع مساعدتك. |
Bize yardım edebilecek bir adam var. | Open Subtitles | هناك رجل، ربما يستطيع مساعدتنا |