| Peki, madem babama bu kadar ihtiyacım var nasıl oluyor da üç haftadır telefon Numarasını yanımda hiç arama isteğim olmadan taşıyabiliyorum? | Open Subtitles | حسناً إذا كنت بحاجة لوالدي بهذه الشدة فأنا أملك رقم هاتفه منذ 3 أسابيع و ليست لدي أي رغبة للإتصال به ؟ |
| Aslında patronumla hiç konuşmadım. Numarasını hatırlayamadım rehberden bakıp söylesin diye karımı aradım. | Open Subtitles | لم أستطع تذكر رقم هاتفه في الريف لذا أتصلت على زوجتي لأطلب منها البحث عنه في دفتر العناوين |
| Alex beni aradı. Polisler onun telefon Numarasını bulurlarsa, güvenilir kaynağını ya da başka şeyleri de berbat ederler mi? | Open Subtitles | هل الشرطة عثروا على رقم هاتفه و خربوا صندوق إئتمانه أو ما شابه؟ |
| Onunla konuşacağım. Eminim bize yardım eder. numarası var mı bizde? | Open Subtitles | سأتحدث معه, متأكد أنه سوف يساعدنا هل لدينا رقم هاتفه ؟ |
| Onunla buluşmak istiyorum ama yeni numarası yok. | Open Subtitles | وددت لو إجتمعنا سوياً.. ولكن ليس معي رقم هاتفه الجديد.. |
| Bunu son giydiğimde genç bir adam bana telefonunu vermişti. | Open Subtitles | آخر مرة لبست هذه، فإن شابا قد أعطاني رقم هاتفه. |
| Onunla birincisini dava etmiştim. Bana Numarasını ver, tamam mı? | Open Subtitles | ـ فقد استخدمته لمقاضاة الاول ـ اعطني رقم هاتفه |
| Bu geri zekalı Bayaz saraydaki telefon Numarasını otelde bırakmış. | Open Subtitles | الوغد الأحمق نسي رقم هاتفه المخصص له في البيت الأبيض في غرفة الفندق |
| Bana telefon Numarasını vermedi, çünkü telefonu yok. | Open Subtitles | لم يعطني رقم هاتفه لأنه لا يمتلك هاتفاً. |
| Telefon Numarasını senin verme olanağın var mı acaba? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنّني يمكن أن آخذ رقم هاتفه منك؟ |
| Aslında, Matthew bana telefon Numarasını veriyordu. Tanrım! | Open Subtitles | حسناً، في الواقع، مون، كان ماثيو يعطيني رقم هاتفه. |
| Adını bırakmadı ama Numarasını bir yerlere bıraktı. | Open Subtitles | لم يخبرني بإسمه، لكنّه ترك رقم هاتفه هنا. |
| Evet, buraya acil bir durum olur diye cep telefonu Numarasını bırakmaya geldi. | Open Subtitles | نعم ، لقد جاء ليعطينا رقم هاتفه الخلوي في حالة الطورائ |
| Numarasını minibüsünün üstüne yazınca milletin onu iş için arayacağını sanıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن وضع رقم هاتفه على السيارة الفان الناس ستكلمة ليعمل لهم |
| Kendi doktorumla konuşmak istiyorum. Sahiden Numarasını vermeyecek misiniz? | Open Subtitles | اريد التحدث الى طبيبي انت لن تعطيني رقم هاتفه ؟ |
| Onunla buluşmak istiyorum ama yeni numarası yok. | Open Subtitles | وددت لو إجتمعنا سوياً.. ولكن ليس معي رقم هاتفه الجديد.. |
| Arayabileceğin bir telefon numarası ya da hotel ismi olması lazım. | Open Subtitles | لابد وأن لديك رقم هاتفه النقّال أو أسم الفندق |
| Şirketin ufak bir çalışanı, ayrıldı ve telefon numarası filan bırakmadı. | Open Subtitles | ذلك الفتى الصغير كما أنه لم يعطني رقم هاتفه |
| Aslında bunu yapmamalıyım. Ama sana cep telefonu numarası vereceğim. | Open Subtitles | ليس مسموح لى أن أفعل هذا لكننى سأعطيك رقم هاتفه النقال الشخصى |
| numarası burada. Bağlanınca haber veriyorlar. | Open Subtitles | هذا رقم هاتفه هذا يدل على أن الإتصال قائم |
| Veremeyiz cep telefonunu. Siz en iyisi yarın sabah arayın. | Open Subtitles | لا استطيع اعطاءك رقم هاتفه النقال، من الأفضل أن تتصل غدا |
| telefonunu West Adams kulesine kadar takip ettim. | Open Subtitles | لقد تتبعت رقم هاتفه إلى برج الإرسال غرب منطقة آدامز |