| Gözyaşı bombasının dumanları dağıldığında... 31 mahkûm ve dokuz rehine ölmüştü. | Open Subtitles | وعندما زال الغاز مسيل الدموع. واحدٌ وثلاثون سجيناً وتسعة رهائن قُتلوا. |
| Fail silahlı. Elinde rehine olabilir. Tekrar ediyorum, rehineler olabilir. | Open Subtitles | عملية سرقة و احتمال وجود رهائن أكرر احتمال وجود رهائن |
| Yetkililer bunun bir soygun olarak başlayıp... artık bir rehine olayına dönüştüğünü söylüyor. | Open Subtitles | يقول المسؤولون هنا أن هذا بدأ بسرقة البنك و تحول ليصبح احتجاز رهائن |
| Bir kişinin başardığı en büyük rehin alma olayı olacaktı. | Open Subtitles | كان لتصبج تلك أسوأ قضية رهائن احتجزها مجرم واحد فقط. |
| Elimde rehineler var. Polis bu kapıya yaklaşırsa rehineleri öldürmeye başlarım. | Open Subtitles | لدي رهائن أي شرطي لعين يقترب من هذا االباب سأبدأ بقتل الناس |
| Bir rehine durumunda, aptal biri, eline silah geçirir ve ateş etmeye başlar. | Open Subtitles | في حال وجود رهائن, بإمكان أي أحمق أن يسرق مسدسا ويبدأ بإطلاق النار |
| - Neler var? Sokağın karşısında boşaltılmış bir lokantada dört rehine var. | Open Subtitles | حصلنا على اربعة رهائن في امطعم مهجور على الجانب الآخر من الشارع. |
| İyi niyetin göstergesi olarak, şu ailelerden rehine talep ediyor. | Open Subtitles | يطلب رهائن من العوائل التالية كرسائل تعبير عن حسن النوايا |
| Eğer bu bir rehine durumuysa Caleb kolayca ikna olmayacaktır. | Open Subtitles | ان كانت حالة رهائن فأن كايلب لن يسلم سلاحه بسهولة |
| Tamam, geçen sefer Kanunsuzu açığa çıkarmak için rehine almıştı. | Open Subtitles | حسنٌ، آخر مرّة قام بإحتجاز رهائن لجذب إهتمام الحارس الليلي. |
| Hurdaya dönen bir polis aracı. Ve hastanedeki üç rehine. | Open Subtitles | بالاضافة إلى تحطيم سيارة تابعه إلى البلدية,ليس دون ذكر3 رهائن في المستشفى |
| Eğer rehine varsa, nasıl olur da fidye talebi olmaz? | Open Subtitles | إذا كان هناك رهائن فلماذا لم يطلب أحد فدية؟ |
| Bir rehin alma olayı olduğunu duydum. Operasyon bölgesi neresi? | Open Subtitles | لقد سمعت بأنه تم إحتجاز رهائن أين هو موقع العملية؟ |
| Hayır, ödeme gününü beklemene gerek yok. Ben rehin tutmam. | Open Subtitles | كلا، لا داعي لتنتظر فترة استرداد الفائدة لا أحتجز رهائن |
| Daha da önemlisi artık bir sürü masum insanı rehin alamıyor. | Open Subtitles | الأهم من ذلك، أنها لم يعد لديه من عشرة رهائن الأبرياء. |
| Uçaktaki yolcular rehin alındı. Uçakta rehineler var! | Open Subtitles | الركاب الذين فى الطائر رهائن هؤلاء الركاب رهائن |
| Kurtaracağınız rehineler arasında çiçek salgını var. İşte geldik. | Open Subtitles | إذا كنا نريد عملية إنقاذ رهائن فهذا هو المكان المناسب |
| Silahlı bir fail. rehineleri olabilir. Bugün kim görevli? | Open Subtitles | لدي لصوص في البنك و من المحتمل وجود رهائن من سيتولى القضية من هو رئيسك ؟ |
| Ve bu durumda, iki tarafın aşırıcıları için de bizler esir durumunda kalıyoruz. | Open Subtitles | وهكذا فلدينا رهائن واسرى للتبادل مع الطرف الاخر |
| rehinelerimiz durumundasınız. Vermiş olduğum emirlere uyarsanız... | Open Subtitles | حالة احتجاز رهائن والآن، أريدكم أن تتبعوا الأوامر |
| 4X4'ü aldığımızda 4 rehineyi salacağım. | Open Subtitles | و بمجرد أن تصلنا الشاحنة سيأخذ أربع رهائن |
| - İki küçük kız rehinesi olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون معه فتاتان يتخذهما رهائن حسناً |
| Şuan bildirdiklerine göre 9 rehinenin de hepsi kurtarılmış. | Open Subtitles | تلقينا الان ان جميع الرهائن كل التسعة رهائن في امان الان |
| Onlarla çene çalma adamım. Onlar dostun değil, rehinelerin. | Open Subtitles | لا تثرثر مع هؤلاء الناس انهم ليسوا اصدقائهم انهم رهائن |
| Yani bugün sizden istediğim erkek ve kadınların kendi geçmişlerine tutsak olmadığı bir dünya hayal etmenizi, kötü hareketlerin ve hataların sizi hayatınızın sonuna kadar tanımlamadığı bir dünya. | TED | لذا ما أطلبه اليوم هو تصور عالم يكون فيه الرجال والنساء ليسوا رهائن لماضيهم، حيث الآثام والأخطاء لن تحددك لبقية حياتك. |
| Onun içinde hala nanitler var, ve ikimiz de hala rehineyiz, | Open Subtitles | إنها لا تزال تحمل نانيت داخل جسدها و نحن لا نزال رهائن |