| Bunu çözecek kimse yoktur, enişte. | Open Subtitles | ليس هناك أحد ليخبرك كيف تفعل هذا، زوج أختي. |
| enişte, senden bu iyiliği istiyorum. | Open Subtitles | لذا يا زوج أختي أنا أطلب منك هذا المعروف |
| eniştem olmaktan öte, arkadaşımdı. | Open Subtitles | .. زوج أختي الصغري هو كان صديقي ، أتعرف هذا ؟ |
| damat, seninle konuşurken zaman nasıl geçti anlamadım. | Open Subtitles | أنا لا أعلم كيف طار بنا الوقت عند . الحديث معك يا زوج أختي |
| ben de "Ne oldu?" diye düşünmeye başladım sonra Kayınbiraderim geldi. | Open Subtitles | ظللت أنتظر وأنتظر دون أن يأتي طوال الليل ولا النهار التالي وانشغل فكري، ماذا حدث؟ بعدها جاء زوج أختي قائلًا: |
| "Kız kardeşimin kocası bunu yapamaz" Frankly,Açıkçası aklım almıyor. | Open Subtitles | زوج أختي لن يفعل ذلك ، بصراحة ، أنا لست مبهورة |
| enişte, lütfen ablamı gerektiği gibi idare et. | Open Subtitles | يا زوج أختي أرجوك إضبط أختي بشكل صحيح |
| Yoksa şöyle mi söylemeliydim? enişte. | Open Subtitles | لا شيء يا أخي ام يجب أن أقول زوج أختي |
| Selam abla... Selam enişte | Open Subtitles | مرحبآ أختي , مرحبآ زوج أختي |
| enişte, Dayal komiserle konuştu. | Open Subtitles | زوج أختي, السيد (ديال) تحدث لتوه مع المفوض |
| Sen harikasın, enişte. | Open Subtitles | رائع يا زوج أختي |
| Evet enişte. | Open Subtitles | نعم يا زوج أختي |
| Beyler, yakında zamanda eniştem olacak olan Freddy Mason. | Open Subtitles | أيها السادة، إن هذا زوج أختي المستقبلي، فريدي ميسن |
| eniştem şuradaki binada bir belgesel çekiyor, ...ben de... | Open Subtitles | زوج أختي يقوم بتصوير فيلم وثائقي في هذا المبنى بالأعلى وأنا.. |
| Eski eniştem. Gösteriş yapmayı sever. | Open Subtitles | زوج أختي السابق كبير في الدراما |
| Gel damat, içerde konuşalım. | Open Subtitles | تعالَ من فضلك يا زوج أختي ، دعـنا . نناقش الأمور في الداخل |
| Sanırım damat, hakkımızda kötü düşünmeye başladı. | Open Subtitles | زوج أختي لا يشتبه بنا ، أليس كذلك ؟ |
| Neden acele ediyorsun, damat? | Open Subtitles | لماذا تصِّر على المغادرة يا زوج أختي ؟ |
| Bu sözü o benim Kayınbiraderim olmadan önce vermiştim.. | Open Subtitles | قطعتُ له هذا الوعد ,قبل أن يصبح زوج أختي |
| O, çocuklarla olan Kayınbiraderim Bryan'dır. | Open Subtitles | ،"كان ذلك زوج أختي "برايان "وابنه "ألكساندر |
| Sevgili Kayınbiraderim mi? | Open Subtitles | زوج أختي الحبوب؟ |
| Kız kardeşimin kocası bebeğini boğup ve kendi kulaklarını kestiğinde herkese benim yaptığımı söylemişti. | Open Subtitles | عندما قام زوج أختي بإغراق طفلها وقطع أذناه، قالَ للجميع أنني من فعلتُ ذلك |
| Bu kayınbiraderimin arabası. | Open Subtitles | هذه سيارة زوج أختي |
| Ayrıca, benim kayınbiraderimsin. | Open Subtitles | إضافةً إلى أنك زوج أختي |